Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/882 Esas 2020/2228 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/882 Esas 2020/2228 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/882
Karar No : 2020/2228
Karar Tarihi : 27/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/882 Esas 2020/2228 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/882 E.  ,  2020/2228 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18.02.2020 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı ... ... Sigorta A.Ş. vekili Av. ..., davalılar ... ve ... vekilleri Av. ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin meydana gelen kazada öldüğünü, davalıların, zarara neden olan aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduklarını açıklayıp toplam 4.000,00 TL maddi tazminat ile toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar, kusura ve tazminat miktarına itiraz ederek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, meydana gelen kazada davalıların kusuru bulunmadığından açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin meydana gelen kazada öldüğünü açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece, yargılamada alınan raporda her ne kadar davalı sürücü %100 kusurlu bulunsa da ceza yargılamasında alınan rapor ve verilen beraat kararının Yargıtayca onanması, cezada belirlenen kazanın oluş şekline göre davacıların desteğinin, davalı araç sürücüsünün izni ve bilgisi olmadan kamyona bindiğinden davalının kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda kaza, davalı sürücünün, taş yüklü damperli kamyon ile seyri sırasında kamyonun devrilmesi neticesinde davacıların desteğin kamyonun altında kalarak ezildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davalının meydana gelen kazada kusur durumunun tespit amacı ile alınan raporda, davalı sürücünün rampa aşağı hızlı inmesi nedeni ile rampanın dibinde sola kesin viraja geldiğinde şarampole girmesi ile sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve devrilmesi şeklinde gerçekleştiği, sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
    Ceza yargılamasında alınan raporda; kamyonun devrilmesi sonucu kaza gerçekleştiği, sanık sürücüden habersiz olarak kamyonun kasasına tutunarak yolculuk eden murisin tam kusurlu olduğu belirtilmiş, ceza mahkemesince de rapor hükme esas alınarak, davalı/sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatine karar verilmiştir.
    Eldeki bu davada da mahkemece, ceza yargılamasındaki bu maddi olgu ve bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalının kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ide de bu karar, somut olaya ve yasaya uygun değildir.
    Şöyle ki; davalı sürücünün taş yüklü damperli kamyonu ile seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek kamyonun devrilmesi sonucu kazanın gerçekleştiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Zira kazanın, araçtaki bir bozukluktan veya sürücünün trafik seyri içindeki sürüş kusuru dışında başka bir olay veya durumdan gerçekleştiği konusunda hiç bir bilgi, tespit, ispat dosyada bulunmamaktadır. Buna göre davalının, trafik seyri içinde kusurlu eylemi ile kaza gerçekleşmiş ve bu kazada davacıların desteği ölmüştür. Davacıların desteği, davalının kusurlu eylemi sonucu öldüğüne göre desteğin ölümü ile davalının eylemi arasında illiyet bağı bulunduğundan davacılarda oluşan zarardan davalılar sorumludurlar.
    Desteğin aracın üzerinde mi yolculuk yaptığı, yoksa aracın kasasına, davalı sürücüden habersiz asılarak mı yolculuk yaptığı veya yol kenarında yaya olarak yürüdüğü sırasında mı kazanın gerçekleştiği hususları davalıların zarardan sorumluluklarını kaldırmayıp sadece zararın artmasında desteğin katkısının olup olmadığı konusunda etkilidir. Davalılar, meydana gelen zarardan sorumlu olup, desteğin kaza sırasında bulunduğu yerin somut delillerle ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispatı halinde ise bu durum ancak mahkemece müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmamasında göz önünde bulundurulacaktır. Kaldı ki tanık beyanları ve olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında da desteğin kamyonun kasasına sürücüden habersizce asılı olarak yolculuk yaptığı hususu da ispatlanmış değildir.
    Buna göre davalının kusurlu eylemi ile desteğin ölümü arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan davalılar zarardan sorumlu olup mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 2.540,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 27/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara