Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5743 Esas 2020/2452 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5743 Esas 2020/2452 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/5743
Karar No : 2020/2452
Karar Tarihi : 03/03/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5743 Esas 2020/2452 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/5743 E.  ,  2020/2452 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hüküm, Dairemizin 23.05.2017 gün ve 2015/6923 Esas -2017/5809 sayılı Kararı ile temyiz isteği kesinlik sınırından red edilmiş süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu Nursi hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak dava konusu taşınmazını diğer davalı ...’ya devrettiğinden bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemenin davanın konusu kalmadığından reddine ilişkin kararı Dairemizin 23.05.2017 gün ve 2015/6923 Esas -2017/5809 sayılı Kararı ile temyiz dilekçesi kesinlik sınırından red edilmiş davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş, yeniden yapılan inceleme sonunda:
    Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1-Davacı vekili, borçlu hakkında Kahramanmaraş 3.İcra Müdürlüğünün 2014/1891 sayılı dosyasından takip yaptıklarını ve bu dosya ile ilgili olarak haciz ve satış isteme yetkisi istedikleri, bu dosyadaki alacak miktarı 42.884,81 TL, taşınmazın değeri ise yine tapu kaydına göre 24.000,00 TL olarak kesinlik sınırının üzerinde olduğu anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteğinin kabulü gerekmiştir.
    2-İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat
    kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Dava koşulları yönünden somut olaya bakıldığında, geri çevirme kararında takip dosyası istenilmiş ancak takip konusu borcun dayanağı ve borçlu adresinde yapıldığı iddia edilen 06.05.2014 tarihli haciz tutanağının bulunmadığı görülmüştür.
    Yapılacak iş, borcun dayanağı olan belgenin getirtilerek, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılıp yapılmadığının tesbit edilmesi, sonrasında borçlunun aciz halinin varlığının araştırılması ve bu ön koşulların gerçekleşmiş olduğunun anlaşılmış olması halinde borçlu ile üçüncü kişi arasındaki akrabalık durumu dikkate alınarak değerlendirme yapılmasından ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, dava konusu taşınmazın ilk malik adına geçirildiği gerekçesi ile davanın konusunun kalmadığı şeklinde verilen kararı usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile dairemizin 23.05.2017 tarihli kararın kaldırılarak, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara