Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5433 Esas 2020/252 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5433 Esas 2020/252 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/5433
Karar No : 2020/252
Karar Tarihi : 29/01/2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5433 Esas 2020/252 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/5433 E.  ,  2020/252 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı, davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ile davalılar ... Nak. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacı vekili, 03/05/2008 tarihinde davalı ... "ın kullandığı ... plakalı aracı ile müvekkilinin kullandığı ... plakalı aracına sol ön kısmına çarptığını, müvekkilinin kazada yaralandığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın olaydan itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın ıslah dilekçesi de dikkate alınarak kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Sigorta şirketinin sigorta poliçesindeki limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla), 34.123,52 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya
    verilmesine, (Sigorta şirketinin sigorta poliçesindeki limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla), karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davalılar ... Nak. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
    HUMK.nun 275 (HMK.md.266) ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
    Somut olayda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi teknik ve özel bilgiyi gerektiren konulardan olduğundan mahkemece yargılama sırasında kusur oranı konusunda rapor alınmaması doğru olmadığı gibi dava konusu kazada yaralanan davacının sürekli ve geçici maluliyeti konusunda Sosyal sigortalar sağlık işlemleri tüzüğüne uygun olmayan, meslek grubu ve arıza ağırlık ölçüsü gibi çalışma gücü kayıp oranının tespitinde etkili unsurları göstermeyen özürlü raporuna göre hesaplama yapan aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınması da isabetli değildir.
    O halde, mahkemece; dosyanın öncelikle kaza tespit tutanağı, oluş şekli, davacının yaralanma şekli, kaza sırasında kask takıp takmamasının kusura etkisi vb. dosya kapsamındaki tüm hususlar birlikte irdelenerek tarafların kusur oranı yönünden ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık rapor alınması, davacının daimi ve geçici maluliyet durumu yönünden Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden Sosyal sigortalar sağlık işlemleri tüzüğüne uygun olarak düzenlenmiş bir rapor alınması, sonucuna göre tazminat hesabı yönünden önceki aktüerya uzmanı bilirkişiden ek rapor alınması, meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi, ondan sonra dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2-Davalı ... vekilinin temyiz talepleri yönünden,
    Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
    “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
    a)İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
    b)İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
    c)İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
    d)Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
    e)Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
    f)Manevi tazminata ilişkin talepler.” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
    Somut olayda, davalı ... Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları"na göre maddi tazminattan sorumlu olduğu, manevi tazminattan sorumlu olmadığı gibi manevi tazminata ilişkin yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçlardan da sorumlu değildir.
    Mahkemece kabulüne karar verilen manevi tazminat ile manevi tazminata dayalı vekalet ücretinden davalı ... şirketinin diğer davalılarla birlikte sorumlu olduğuna dair karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Davalı ... şirketinin aleyhine hükmedilen maddi tazminata kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine ilişkin temyizi yönünden, 2918 Sayılı KTK"nın 99/1. maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.2.b maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez.
    Somut olayda davacı maddi tazminat için kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiş, mahkemece davalılar için kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı tarafından davalı ... şirketine dava tarihinden önce yapılmış bir ihbar bulunup bulunmadığının tespiti ile yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda temerrüt tarihinin belirlenmesi, ihbar bulunmadığı taktirde davalı ... şirketinin dava tarihinde temerrüde düşürülmüş olduğunun kabulü gerekirken, yazılı şekilde davalı ... şirketinin kaza tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulması doğru değildir.
    3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre davalı ... vekili ile davalılar ... Nak. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Şirketine geri verilmesine 29/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara