Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4882 Esas 2020/2720 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4882 Esas 2020/2720 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/4882
Karar No : 2020/2720
Karar Tarihi : 05/03/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4882 Esas 2020/2720 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/4882 E.  ,  2020/2720 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacı vekili, 15.06.2010 günü davalı ... şirketine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı davalı ...’in sürücüsü olduğu aracın davacının yolcu olduğu araca çarpması ile meydana gelen çift taraflı kaza sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL iş gücü kaybı, 500,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili ile davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile davacının talebi ile bağlı kalınarak 500,00 TL iş gücü kaybı tazminatının dava tarihi olan 26/07/2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının 500,00 TL tedavi giderini ispatlayamadığı anlaşıldığından davacının tedavi gideri talebinin reddine, 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle
    birlikte davalı ..."dan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-)6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2014 yılı için 1.890,00 TL"dir.
    Temyize konu karar, davacı için hükmedilen 500,00 TL maddi tazminat tutarı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin hükmedilen manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    3-)Davalı ...’nın temyiz itirazlarının incelemesine gelince; dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Hakim, manevi tazminata TBK"nun 56 (eski BK 47) maddesi hükmüne göre, özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak hükmeder. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bu durumda hükmedilen manevi tazminat miktarı, somut olayın özellikleri, kaza tarihi, tarafların kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana gelmesindeki etkiler gibi hususlar bir arada değerlendirilerek belirlenmelidir. Somut olayda; olayın oluş şekli, kaza tarihi, davacının yaralanması bir arada değerlendirildiğinde davacı için hükmedilen manevi tazminat bir miktar fazladır. Kabule göre de;
    Mahkemece, davacı lehine hükmedilen 5.000,00 TL manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti 600,00 TL’ye hükmedilmiş ise de; hesaplanan nispi vekalet ücreti, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’de belirlenen maktu vekalet ücretinin altında olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT dikkate alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak AAÜT ile belirlenen maktu vekalet ücretinden daha düşük olan nispi vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin hükmedilen maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün miktar itibariyle kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin hükmedilen manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 05/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara