Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4072 Esas 2020/182 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4072 Esas 2020/182 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/4072
Karar No : 2020/182
Karar Tarihi : 28/01/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4072 Esas 2020/182 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/4072 E.  ,  2020/182 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar (başvuranlar) vekili 02/06/2012 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiğini, müvekkillerinin murislerinin desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutarak, davacı ... için 3.000,00 TL, davacı ... için 1.000,00 TL, davacı ... için 1.100,00 TL olmak üzere toplam 5.100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini davacı ... için 163.475,04 TL"ye, davacı ... için 42.258,53 TL"ye, davacı ... için 19.166,42 TL"ye arttırmıştır.
    Davalı ... şirketi (karşı taraf) vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne, davacı ... için 160.475,04 TL, davacı ... için 41.258,53 TL ve davacı ... için 18.166,42 TL tazminatın 09/10/2012
    tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Sigorta Şirketi"nden alınarak başvuru sahiplerine ödenmesine karar verilmiş, davalı vekilince karara itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalının itirazının vekalet ücreti bakımından kabulüne, diğer yönlerden reddine karar vermiştir.
    Davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun davacı ... yönünden usulden reddine, davacılar ... ve davacı ... yönünden istinaf başvurusunun esastan redddine karar verilmiş, hüküm davalı (karşı taraf) vekilince temyiz edilmiştir.
    1-6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK"ya eklenen EK-Madde 1"de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2018 yılı için 47.530,00 TL"dir.
    Davacı ... bakımından temyize konu edilen karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin temyiz dilekçesinin davacı ... açısından hükmün kesin olması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davalı vekili tarafından davacı ... yönünden yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK"nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı ... yönünden onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    3-Dava, davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile davacıların murisinin kullandığı motosikletin 02.06.2012 tarihinde karıştığı kazada davacıların murisinin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, kaza çift taraflı trafik kazasıdır.
    Karayolları Trafik Kanunu"nun 88. maddesinde "Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur" düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
    Yine 6098 sayılı TBK"nun 61. maddesinde "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır (818 sayılı BK"nun 51. maddesinde de paralel düzenleme mevcuttur). Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
    Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir.
    Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince davacıların 3. kişi konumunda bulundukları, desteğin kusurlu olup olmamasının davaya etkisi olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından, dava konusu trafik kazası ile ilgili olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında; murisin asli kusurlu, davalı ... şirketi nezdinde sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince; davacılar vekilinin talebinde kusur oranından da söz etmediğine göre zararın tümünü talep etmesinin B.K."da öngörülen teselsül kurallarına açık bir şekilde dayandığının kanıtı olduğu
    (HGK 24.06.1983 gün 1981/533E.-1983/724K) hususları gözetilmek suretiyle, davacılar için tazminatın belirlenmesinde herhangi bir kusur indirimi yapılmaması karşı araç malik-sürücüsünün de sorumluluğunun bulunduğu kusur oranının iç ilişki olduğunun değerlendirilmesi gerekirken, somut olaya uygun olmayan gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı ise de sonuç itibarı ile verilen karar isabetli olup, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK.nun 438/9. maddesi uyarınca değişik bu gerekçeyle davacı ... Karabüber yönünden onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... yönünden davalı vekilinin temyiz dilekçesinin hükmün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... yönünden davalı vekilinin temyiz itirazının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün HUMK.nun 438/9. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...Ş."den alınmasına 28/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara