Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2160 Esas 2020/2071 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2160 Esas 2020/2071 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/2160
Karar No : 2020/2071
Karar Tarihi : 25/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2160 Esas 2020/2071 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2160 E.  ,  2020/2071 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı ... sigorta şirketi vekili; müvekkiline sigortalı ...’ın 15.05.2002 tarihinde davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu ticari taksiye binmek üzereyken davalı sürücünün aracı hareket ettirmesi nedeniyle yere düşüp iki üç metre sürüklenerek ağır yaralandığını, sigortalının 17.05.2002 tarihine kadar tedavisinin Türkiye"de sürdüğünü ve bilahare taburcu edildiğini, daha sonra ikamet ettiği ..."ya dönmek zorunda olduğundan tedavilerine orada devam ettiğini, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre sanık sürücünün 8/8 kusurlu bulunduğunun tespit edildiğini, sigortalının ...’daki hastane ve tedavi giderleri ile aylık ödenen destek ücretlerinin müvekkili tarafından karşılandığını, halen de aylık ücret destekleri devam etmekte olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı toplam 20.519 Euro maddi zararın aynen veya fiilen ödeneceği tarihteki TC. Merkez Bankası döviz satış kurundan hesaplanacak Türk Lirası karşılığı olarak davalılardan rücuen tahsiline, alacağa kaza tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince faiz yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekili; kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sigortalısı ...’nın ...’da yerleşik olması sebebiyle ...’ya dönmek zorunda kalması ve orada yapılmış olması karşısında zararın da ...’da meydana geldiğinin kabulü ile tazminatın Euro üzerinden tazminine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davacı kurum masrafları yaparak sigortalısının haklarına halef olduğundan toplam 20.519 Euro’nun 3195 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına ödediği nisbette temerrüt faiziyle birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalılardan tahsiline karar verilmiş; davalılar vekili tarafından temyiz edilen karar, Dairemizin 2014/6675 esas, 2016/1762 sayılı bozma ilamında; "Davacı ..., sigortalısının yaralanması sonrasında gördüğü tedaviye ilişkin tedavi belgeleri ile faturalar sunmuştur.
    Mahkemenin hükme esas aldığı 27.02.2007 tarihli bilirkişi raporunda, bilirkişi tıp alanında uzman olmadığı gibi, 27.02.2004 tarihli faturaların dosyaya uygunluğuna hiç değinilmemiş olup, rapor bu haliyle hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece yapılması gereken iş, tıp alanında uzman bir bilirkişiden, dosyada mevcut hastane evrakları, davacının gördüğü tedavi ve yaralanmasının mahiyeti ile mevcut faturaların tutarları ile fatura dökümünde yer alan tedaviye yönelik uygulama, ilaç ve tıbbi malzemelerin uyumlu ve uygun olup olmadığı hususlarında, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık bilirkişi raporu aldırarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulü ile 20.519 Euro alacağın 17.061,50 Euroluk kısmına 21/03/2003 tarihinden itibaren, 3.457,50 Euroluk kısmına 31/12/2003 tarihinden itibaren 3195 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına ödediği faiz oranı ile işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 937,22 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 25/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara