Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/2823 Esas 2021/2715 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/2823 Esas 2021/2715 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2021/2823
Karar No : 2021/2715
Karar Tarihi : 15/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/2823 Esas 2021/2715 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2021/2823 E.  ,  2021/2715 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; dava dışı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. ve yetkilisi borçlu davalı ..."ın birikmiş 241.000,00 TL prim borcunu ödememesi nedeniyle kurum bünyesinde icra takibi başlatıldığını, ödeme emri gönderildiğini, icra takibinin kesinleşmesi üzerine cebri icra işlemlerine başlandığını ve Gaziosmanpaşa sınırlarındaki 10000 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, haciz yazısı gönderilince de taşınmazın 12/02/2013 tarihinde diğer davalı ..."a 102.000,00 TL bedelle satıldığının tespit edildiğini, borçlu ..."ın başka malvarlığı bulunmadığını, davalı ..."ın diğer davalının kayınbiraderi olup, devrin muvazaalı yapıldığını beyanla davalılar arasında yapılan gayrimenkulün satışına ilişkin tapu satış işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar; davanın reddini savunmuştur.
    İş Mahkemesine açılan dava görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 30/01/2015 tarih ve 2014/11958-2015/1726 sayılı kararı ile görevsizlik kararı onanmış olup, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mah. 1230 ada, 11 parsel sayılı taşınmazda 10 nolu bağımsız bölümün
    davalılar arasındaki devrine ilişkin tasarrufun davacı alacaklının alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzene iptaline, İİK"nın 283/1. maddesi uyarınca davacı alacaklıya dava konusu taşınmazda davalılar hissesi üzerinde asıl alacak ve ferileri yönünden haciz ve satış yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davacı SGK prim alacağı nedeniyle takip yaptığını, alacağını tahsil edemediğini öne sürerek borçlu davalının taşınmazlarını alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile sattıklarını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    6183 sayılı AATUHK.nun 24 ve devamı maddeleri uyarınca SSK Genel Müdürlüğü tarafından prim alacakları nedeniyle açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda görevli mahkeme, yürürlükten kalkan 506 SSK.nun 80. maddesi 4. fıkrası ve bu maddeyi kaldıran 5510 sayılı Kanun ile getirilen aynı yasanın 88/19. maddesi ile açıkça iş mahkemesi olduğu belirtilmiş, anılan yasa maddesinde “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir….” denilmek suretiyle prim alacağı ile ilgili Mahkemenin görevinin özel olarak belirlenmesiyle sonradan çıkan yasalar bu hususta yoruma yer bırakmamıştır. Bu nedenle, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 30/01/2015 tarih ve 2014/11958-2015/1726 sayılı onama kararı maddi hataya dayalı olup, maddi hataya dayalı onamadan dolayı usuli kazanılmış hak doğmaz. Bilindiği üzere usul kuralları (görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata) kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 15.03.1972 gün ve 1968/1-277-176, 01.03.1995 gün ve 1995/7-641-117, 23.01.2002 gün ve 2001/1-1010-2002/1, 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı kararları; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-2001 Baskı, cilt 5, sayfa 4771 vd).
    Bu durumda mahkemece; davada İş Mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınmak suretiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, işin esası hakkında hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle res’en hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara