Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9887 Esas 2021/1228 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9887 Esas 2021/1228 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/9887
Karar No : 2021/1228
Karar Tarihi : 11/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9887 Esas 2021/1228 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2020/9887 E.  ,  2021/1228 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, iş göremezlik zararının tazmini amacı ile daha önce davalı aleyhine dava açılıp bir miktar tazminata karar verildiğini, ancak davacının maluliyet oranında artış meydana geldiğini açıklayıp artan maluliyet oranı yönünden 5.001,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 91.552,23 TL olarak artırmıştır.
    Davalı vekili, talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 91.552,23 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmiş; karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın kısmen kabulü ile 51.003,63 TL’nin tahsiline karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını, cismani zararın tazmini amacı ile davalı ... şirketi aleyhine bu başvurudan önce yine Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapıldığını, yapılan başvuru neticesinde davacıda oluşan maluliyet oranının %26 olarak tespit edilerek bu oran üzerinden davalı aleyhine tazminata karar verildiğini, bu kez davacı tarafından aynı kazaya ilişkin olarak manevi zararın tazmini amacı ile kazaya neden olan aracın işleteni ve sürücüsü aleyhine Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, mahkemece maluliyete ilişkin alınan raporda ise bu kez davacının maluliyet oranının %49 olarak tespit edildiğini açıklayıp maluliyet oranındaki bu artış sebebi ile aradaki farka ilişkin maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Hakem heyetince maluliyet oranının tespiti amacı ile alınan raporda; davacının, sol ayak bileğinde ankiloz, sol omuz hareketlerinde ileri derecede hareket kısıtlılığı bulunduğu, ayak bileğindeki ankiloz ve normal hareketlerin %50’den fazla kaybına neden olan arızası için pelvis ve alt ekstremite arızası ve sol omuzdaki ileri derecede kısıtlılık sebebi ile %34 oranında malul olduğu belirtilmiş; hakem heyetince bu %34’lük maluliyet oranı üzerinden alınan tazminat raporunda, daha önce yapılan başvuruda %26 maluliyet oranı üzerinden tazminata karar verildiğinden bu dosyada tespit edilen %34 maluliyet oranı sebebi ile aradaki %11’lik oran farkı yönünden tazminat hesabı yapıldığında davacının geçici iş göremezlik zararının 51.003,63 TL olduğu belirtilmiş, hakem heyetince de bu rapor esas alınarak karar verilmiştir.
    Dosya kapsamında örneği bulunan, Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan 09.05.2018 tarihli maluliyet raporunda, davacının mesleğinin aşçı olarak kabul edildiği, omuz/kol arızası ve pelvis, alt ekstremite arızası nedeni ile maluliyet oranının %49 olduğu belirtilmiş; yine aynı raporun içeriğinde, hastane tarafından 14.09.2015 tarihli sağlık kurul raporunda davacının 30 seans fizik tedavi görmesinin uygun olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
    Davalı ... şirketi vekili, davacıda ki maluliyet oranındaki artışın kaza ile illiyet bağının araştırılması gerektiğini, maluliyet artışına ilişkin yerindelik denetimi yapılması gerektiğini ileri sürerek itiraz etmiş, hakem heyetince anılan itirazlar üzerinde durulmayarak karar verilmiştir.
    Dosya kapsamında, %26 oranında maluliyet oranı tespitine ilişkin rapor bulunmadığından bu raporda davacının mesleğinin ne olarak alındığı, maluliyet oranının tespitinde hangi organlarında araz meydana geldiği denetlenememekte, davacının ilk tahkim başvurusundan sonra tedavisine devam edilip edilmediği, davacı tarafın bu maluliyet raporuna itirazlarının bulunup bulunmadığı da anlaşılamamaktadır. Davacı vekili başvuru dilekçesinde, davacının kazadan sonra maluliyete ilişkin şikayetinin ve tedavisinin devam ettiğine ilişkin bir iddiada da bulunmamıştır.
    Eksik inceleme ile karar verilemez. Öncelikle, hakem heyetince, maluliyet oranındaki artışın nedenlerinin denetime açık şekilde belirlenmesi, kaza sonrasında ve daha önceki tahkim başvurusu sonrasında davacının tedavi gördü ise buna ilişkin tüm tedavi belgelerinin getirtilmesi, yine yukarıda raporda belirtilen fizik tedaviye ilişkin belgelerin getirtilmesi ondan sonra davacıda ki maluliyet oranındaki artışın ankiloz ve hareket kısıtlılığı sebebi ile ortaya çıktığı gözetilerek davacının da bu maluliyet oranının artmasında veya maluliyetin artmasının önlenmesinde üzerine düşen yükümlülük olup olmadığının, maluliyet oranının artışında davacıya da izafe edilebilecek bir kusur bulunup bulunmadığının araştırılması gereklidir.(TBK 52 md.)
    Buna göre, maluliyet oranının tespiti ve ilk başvurudaki maluliyet oranı ile arasındaki farkın değerlendirilmesi hususlarının konusunda uzmanlık gerektiren hususlardan olduğu gözetilerek, hakem heyetince, maluliyet oranının artmasında davacının kusurunun olup olamadığı, maluliyet oranının artmasında özellikle de bu artışın sebebinin ankiloz ve hareket kısıtlılığı olduğu gözetildiğinde davacının da alabileceği önlemler olup olmadığının; zararın artmasına katkısının/kusurunun olup olmadığının, davalının bu maluliyet artışından sorumluluğunun bulunup bulunmadığının, davacıya önerilen tedavilerin/egzersizlerin bulunup bulunmadığının ve davacı tarafça bunların yerine getirilip getirilmediğinin veya bu tedbirler ve tedaviler yerine getirilse idi dahi aynı şekilde maluliyet durumunda artış olup olmayacağının davacının tüm tedavi belgelerinin de dosya kapsamına kazandırılarak, konusunda uzman doktor bilirkişilerden rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 11/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara