Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/982 Esas 2021/2866 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/982 Esas 2021/2866 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/982
Karar No : 2021/2866
Karar Tarihi : 17/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/982 Esas 2021/2866 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/982 E.  ,  2021/2866 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; 10.08.2004 tarihinde davalılardan ...’ın sevk ve idaresindeki, davalılardan ... Genel Müdürlüğüne ait ve davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı otobüsün ışıklı kavşaktan dönerken, kaldırımda bulunan davacıya çarpması nedeniyle sol bacağının kırıldığını, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, söz konusu kaza nedeniyle davacının maddi ve manevi yönden zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL tedavi gideri, 3.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka iskonto haddine göre belirlenecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı vekili 06.04.2010 havale tarihli dilekçesiyle tedavi giderlerine ilişkin olarak başlangıçta talep etmiş olduğu 2.000,00 TL maddi tazminatı bilirkişi raporu yönünde ıslah ederek maddi tazminat talebini 3.639,12 TL’ye çıkartmıştır.
    Davalı ... vekili; davalının olaydaki sorumluluğunun kusursuz sorumluluk ilkesine dayandığını ve bütün önlemler alınmış olduğundan kazadan sorumlu tutulamayacağını, kusuru kabul etmediklerini ve talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; kazanın meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunmadığını, araçtaki teknik arıza nedeniyle kazanın meydana geldiğini, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde davalılardan ... Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunu, davacının tedavi giderlerinin SSK tarafından karşılanması gerektiğinden maddi tazminat talebi açısından davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, maddi tazminat talebi açısından ise talebin açık olmadığını ve davalının ekonomik durumu da dikkate alınarak tazminat takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... Genel Sigorta A.Ş. vekili; davalı şirketin sorumluluğunun kusur esasına dayalı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminattan sorumluluğunun bulunmadığını, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının maddi tazminat davasının kabulü ile 3.396,12 TL maddi tazminatın davalılardan Genel Sigorta A.Ş. için dava tarihi olan 29.09.2005 tarihinden, diğer davalılar için ise olay tarihi olan 10.08.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10.08.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan ... ve ..."nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalılardan ... Genel Sigorta Anonim Şirketi"ne yönelik manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 07/11/2016 gün ve 2014/11594 Esas 2016/10200 karar sayılı ilamı ile "manevi tazminatın fazla olduğu ve davalı ... yönünden ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığı" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece davalılar ... Genel Sigorta A.Ş. ve ... yönünden maddi tazminat isteminin kabulü ile 3.396,12 TL maddi tazminatın davalılardan ... Genel Sigorta için dava
    tarihi olan 29.09.2005 tarihinden diğer davalı ... için ise olay tarihi olan 10.08.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı ... yönünden davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 10.08.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10.08.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ... ve ..."nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalılardan ... Genel Sigorta A.Ş."ne yönelik manevi tazminat isteminin reddine dair karar kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin inceleme yapılmasının mümkün olmamasına göre; davalı ... vekilinin tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    AAÜT’nin 3/II. maddesi, ”Müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise, her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur” hükmünü içermektedir. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 3. maddesinde birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddedilmesi halinde, red sebebi ortak olan davalılar lehine tek bir avukatlık ücretine hükmolunacağı öngörülmüştür.
    Mahkemece kısmen kabulüne karar verilen manevi tazminata ilişkin davada vekille temsil edilen davalılar için ayrı ayrı vekalet ücreti verilmiştir. Manevi tazminat talebinin aynı hukuki sebeple reddedildiği gözetilerek, kendisini vekil ile temsil eden davalılar yararına reddedilen manevi tazminat yönünden tek vekalet ücreti verilmesi gerekirken ayrı ayrı
    vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nın 370/2. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının manevi tazminata ilişkin vekalet ücretlerinin gösterildiği 7. bendindeki "2.180,00"er TL" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “2.180,00 TL“ yazılmasına; yine "her bir davalıya ayrı ayrı" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “davalılara“ yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 539,38 TL temyiz peşin harcın onama harcına mahsubuna, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara