17. Hukuk Dairesi 2020/9716 E. , 2021/2975 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 24/10/2007 tarihi itibariyle davalının maliki olduğu ve müvekkil şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın karşı araca çarpması neticesi zarar gören araç için 12/02/2008 tarihinde 4.000,00 TL tazminat ödendiğini, kaza esnasında sigortalı araç sürücünün alkollü olması ve kazanın alkolün etkisiyle gerçekleşmesi nedeniyle sigorta sözleşmesine aykırılk teşkil eden bu durum nedeniyle tazminatın rucuen tahsili için Gaziosmanpaşa 2.İcra Müdürlüğü’nün 2008/4316 takip sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptali ile alacağın tahsiline, davalının %40" tan aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/343 Esas-2009/1709 Karar sayılı dosyasında davacı vekili; müvekkili şirkete sigortalı ... plakalı aracın 24/102007 günü ... plakalı araca çarpması nedeniyle meydana gelen kaza sonucu araç içinde bulunan ve yaralanan ..."ya SGK tarafından 637,00 TL
işgöremezlik ödeneği 1.607,81 TL sağlık yardımı olmak üzere toplam 2.307,81 TL ödendiğini, ödenen bu tazminatın Beyoğlu 2.İcra Müdürlüğü’nün 2008/25331 sayılı dosyası ile şirketlerine rücu edildiğini, kazanın sigortalı sürücünün alkollü olmasının etkisiyle gerçekleştiğini, bu nedenlerle toplam 2.889,00 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle davalı araç sürücüsünden tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/343 Esas-2009/1739 Karar sayılı dava dosyasında, davacının davasının kabulü ile 2.889,00 TL’nin ödeme tarihi olan 05/02/2009 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl dava dosyasında, davanın kabulü ile; Gaziosmanpaşa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/2316 sayılı dosyasında vaki davalının itirazının iptali ile takibin 4.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Daire’nin 2019/5473 E.-2020/4169 K. sayılı ilamı ile “Dava konusu trafik kazası ile ilgili, ... İlçe Emniyet Müdürlüğü"nden yapılan tahkikatla ilgili belgeler ile tarafların ellerinde bulundurdukları belgeler de istenilerek, sonucuna göre dava açılmışsa ceza dosyasının, açılmamışsa ceza soruşturma evrakı ile takipsizlik kararının araştırılıp, bulundukları yerden getirtilerek, dosya arasına konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine” karar verilmiş, Kapatılan ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/23960 soruşturma 2007/9591 karar numaralı dosyasınında aralarında bulunduğu 26/01/2018 tarih ve 2018/1105 muh. sayılı imha kararı, dosyaya sunulmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan 3. kişiye ödenen destekten yoksun kalma tazminatının itirazın iptali yoluyla sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yine 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde "Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir." düzenlemesi yer almaktadır.
Ayrıca 2918 sayılı KTK"nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü 6762 sayılı TTK"nun 1281. Maddesi (6102 sayılı TTK"nın 1409. maddesi) hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Somut olayda Nörolog Bilirkişi Dr. Canan Balkan vermiş olduğu 02/08/2012 tarihli raporunda; dosyadaki mevcut yetersiz hukuki ve tıbbi bulgular nedeniyle davalı ..." un münhasıran aldığı alkolün etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybederek kazaya sebebiyet verdiğini söylemenin mümkün olmadığını, daha fazla hukuki ve tıbbı veriye ihtiyaç duyulduğunu, bildirmiş, Mahkemece yapılan yargılamaya, tanık beyanlarına, bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde davalının sürücüsü olduğu ... plakalı araçla, duran ... plakalı araca alkollü vaziyette çarptığı ve kazada dava dışı ..."nın yaralandığı, tarafların sıcağı sıcağına verdikleri polisteki ifadelerinde, aracı davalının kullandığı ve alkollü olduğunu ../...
2020/9716
söyledikleri, olayda davalının %100 kusurlu olduğu, aracı davalının alkollü olarak kullandığı kanaatine varıldığından davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Bu durumda Mahkemece, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan yasal düzenlemeler ve hukuki olgulara göre, Nöroloji Uzmanı, Sigorta Uzmanı ve Makine Mühendisi’nden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve başka unsurların da kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının tespiti ile dosyada mevcut 02.08.2012 tarihli rapor da irdelenmek suretiyle ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.