17. Hukuk Dairesi 2020/835 E. , 2021/2735 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ... şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen aracın 18/07/2015 tarihinde davacının kullandığı araca çarpıp kazaya neden olduğunu, kaza sonucu davacının meslekte kazanç kaybı oluşturacak şekilde yaralandığını belirterek, geçici ve kalıcı iş gücü kaybı nedeni ile oluşan zararları için fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 1.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 26.01.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebini 886,28TL geçici, 184.066,46TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 184.952,74 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, "Geçici ve sürekli iş göremezlikten kaynaklanan toplam 184.952,74 TL tazminatın dava tarihi olan 11/01/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp
davacıya ödenmesine," karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf talepleri esastan red edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun “Bedensel Zarar” başlıklı 54. maddesi hükmü, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türlerini belirtmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki davada Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen özürlü sağlık kurulu raporunda davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %24 maluliyeti olduğu belirlenmiş ise de; kaza tarihi olan 18.07.2015 itibari ile 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik yürürlüktedir. Mahkemece yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre maluliyet raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin
Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 15/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.