Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/617 Esas 2021/1298 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/617 Esas 2021/1298 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/617
Karar No : 2021/1298
Karar Tarihi : 15/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/617 Esas 2021/1298 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/617 E.  ,  2021/1298 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracı sevk ve idare eden davacının yaptığı kazada ölen 3.kişinin hak sahipleri tarafından açılan davada davacının maddi ve manevi tazminattan sorumluluğuna karar verildiğini ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, kararın ilamlı icra takibine konu edilmesi üzerine poliçe kapsamında ödeme yapması için davalıya başvurulduğunu, davalının işleten değişikliği gerekçesiyle ödeme yapmaktan kaçındığını, davacının icra takibi nedeniyle ödediği 73.000,00 TL. maddi tazminat ile fer"ilerinden davalının sorumlu olduğunu ve ödemek zorunda olduğu bedeli ödemeyerek davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 73.000,00 TL"nin davacının ödeme tarihi olan 17.02.2014"ten işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, işleten değişikliği nedeniyle sorumluluklarının son bulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davaya konu kazayı yapan davacının idaresindeki aracın işleteninin değiştiği, sigorta poliçesinde işleten olarak görünen ... Ltd. Şti"nin işleten sıfatı kalmadığı, KTK"nun 94. ve 95. maddeleri ile ZMSSGŞ"nın A.1. ve C.4. maddeleri gereği sigortacının sorumluluğunun son bulduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin
    04.03.2019 tarih, 2016/4218 Esas ve 2019/2386 Karar sayılı ilamı ile; "2918 sayılı KTK"nun 95/2. maddesi gereği, zarar gören 3.kişilere (somut olayda, kazada ölen yayanın yakınlarına) karşı poliçenin geçersiz olduğu, işletenin değiştiği gibi sebepleri ileri sürme hakkı bulunmayan davalı trafik sigortacısının, zarar gören 3.kişilere yaptığı ödemeyle onların haklarına halef olan davacıya karşı da anılan itirazları ileri süremeyeceği gözetilmek suretiyle, davalının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile 73.000,00 TL"nin ödeme tarihi olan 17.02.2014 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılmış olmasına ve delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; daha önce temyize konu edilip kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin mümkün olmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm olayı nedeniyle, davalı sigortacının taraf olmadığı davadaki mahkeme kararına ve icra takibine dayalı olarak ölenin yakınlarına maddi tazminat ödeyen davacının ödediği bedelin, aracın trafik sigortacısı olan davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı ödemesinin dayanağı olan Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/422 E.- 2012/168 K. sayılı ve 26.04.2012 tarihli kararı incelendiğinde; ölenin hak sahipleri tarafından, maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan dava sonunda 37.500,00 TL. manevi tazminat ile 40.567,86 TL. maddi tazminatın, kaza (17.07.2009) tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte eldeki davanın davacısı ..."ndan tahsiline karar verildiği; hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat ile fer"ilerinden oluşan toplam 120.843,85 TL. alacak için eldeki davanın davacısı aleyhine icra takibi başlatıldığı ve 17.02.2014 tarihinde yapılan icra kapak hesabı ile borcun 147.967,40 TL. olarak belirlendiği görülmektedir.
    Davacı taraf, icra dosyasındaki kapak hesabına göre 141.500,00 TL"yi alacaklı tarafa ödemiş ve ödenen bu bedelin 73.000,00 TL"lik kısmının maddi tazminat ile fer"ilerine ilişkin olduğunu belirterek eldeki davayı açmıştır. Mahkeme tarafından, davacının hak sahiplerine ödediği bedelin ne kadarının davalı trafik sigortacısının sorumluluğunda olan maddi tazminat ile fer"ilerine ilişkin olduğu konusunda herhangi bir hesaplama yaptırılmadan (davacı beyanı yeterli görülerek) talebin kabulüne karar verilmiştir.
    Oysa; ölüm ile sonuçlanan kaza nedeniyle, davalı ZMSS"nin sorumluluk başlangıç tarihi ile araç sürücüsü olan davacı ..."in sorumluluk başlangıç tarihinin birbirinden farklı olduğu; davalı ZMSS"nin, hasar ihbarından sonraki 8 işgünü içinde tazminatı ödemekle yükümlü olduğu ve bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüde düşeceği için faizden sorumlu olacağı; davacı sürücünün ise, haksız fiil faili olarak haksız fiil (kaza) tarihinde temerrüde düşmüş sayılacağı dikkate alındığında, her şeyden önce, davalının sorumlu olacağı faiz miktarı için hesaplama yaptırılması gerektiği açıktır.
    Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; kazada ölen 3.kişinin yakınları tarafından, davalıya başvurunun yapıldığı tarihten (dosya kapsamından 03.09.2013 olduğu anlaşılmakta) sonraki 8.işgününün bitiminde mütemerrit olan davalı için, dayanak ilamda hüküm altına alınan maddi tazminat için işleyecek (davalı temerrüdü ile davacının ödeme tarihi arası dönem için) faiz hesabının yapılması ve davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat ile fer"ilerinden oluşan miktarın tespiti için, hesap uzmanı bilirkişiden rapor alınıp karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 15/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara