Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/579 Esas 2021/1706 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/579 Esas 2021/1706 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/579
Karar No : 2021/1706
Karar Tarihi : 22/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/579 Esas 2021/1706 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/579 E.  ,  2021/1706 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacılar ... Konf. Teks. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti., ... ile davalılar ..., ..., ..., ... ve ... aralarındaki dava hakkında Eskişehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29/12/2016 gün ve 2015/1699-2016/342 sayılı hükmün Dairenin 22/10/2019 gün ve 2017/1592-2019/9741 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacı alacaklılar vekili, davalı borçlular hakkında takip başlatıldığını, borçluların alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve haklarındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazı davalı Nedim"e devrettiğini belirterek bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Nedim Tuncer vekili, müvekkilinin borçluları tanımadığını, taşınmazı üzerindeki hacizleri kaldırma karşılığında 44.000,00 TL’ye satın aldığını, 22.000,00 TL peşin verdiğini 22.000,00 TL’ye hacizlerin kaldırıldığını, kalan 8.000,00 TL parayı da havale ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; borçlular ile davalı üçüncü kişi ..."in uzaktan akraba olduğu, davalı ... "nın ise borçlu ile aynı ilçe nüfusuna kayıtlı olduğundan borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilebilecek kişilerden olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar Dairenin 22/10/2019 gün ve 2017/1592-2019/9741 sayılı kararı ile onanmış, davalı ... vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.
    Yeniden yapılan inceleme sonunda:
    Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Özellikle İİK.nun 278. maddede akdin
    yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buradaki üçüncü kişiden maksat, borçlu ile doğrudan işlem yapan değil, borçlu ile işlemde bulunan kişiden mal veya hakkı satın alan kişi olup uygulamada buna dördüncü kişi denilir. Borçlu ile işlemde bulunmayan dördüncü veya ondan sonraki kişiler hakkında dava açılıp açılmaması davacının isteğine bağlıdır ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesi kötü niyetli olduklarının yani borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanmasına bağlıdır. Üçüncü kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
    Mahkemece; davalı ... Dolapçı"nın borçlular ile aynı ilçe nüfusuna kayıtlı olduğundan borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilebilecek kişilerden olduğu gerekçesi ile davanın davalı 4.kişi ... yönünden de kabulüne karar verilmişse de; yapılan incelemede; davalı borçlular ile davalı 4. kişi ...’nın ... İli, ... İlçesi nüfusuna kayıtlı olduğu ancak davalı borçluların ... Köyü, davalı 4. kişi ...’nın ise ... Köyü nüfusuna kayıtlı olduğu, davalı 4. kişi ...’nın taşınmazı devraldıktan sonra kendisinin ikamet etmeye başladığı,
    davalının bu taşımazı bankadan kredi çekerek aldığı ve bu kredi evraklarını dosyaya sunduğu, adına kayıtlı aracı da dava konusu taşınmazın parasının bir kısmını ödemek amacıyla evi satan davalı 3.kişi ..."in eşi ..."e devrettiği anlaşılmış olup, sadece davalı borçlular ile aynı ilçe nüfusuna kayıtlı olması kötü niyetinin ispatına yeterli olmayacağından, davanın davalı 4.kişi ... yönünden reddi ile davalı 3.kişi ...’in taşınmazı elinden çıkardığı 12/08/2014 tarihindeki gerçek değeri üzerinden tazminatın davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere davalı ...’den tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 22/10/2019 gün ve 2017/1592-2019/9741 sayılı onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcı ile tashihi karar peşin harcının istek halinde davalı ..."ya geri verilmesine, 22/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara