17. Hukuk Dairesi 2020/3210 E. , 2021/1998 K.
"İçtihat Metni"
Asıl ve birleşen davada davacı ... ile asıl davada davalılar ..., ..., ihbar olunan Yapı Kredi Sigorta A.Ş, birleşen davada davalı ...Ş arasındaki dava hakkında .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.09.2018 gün ve 2018/447-2018/627 sayılı hükmün Dairemizin 06.02.2020 gün ve 2018/5915-2020/888 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
- K A R A R -
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmekle, Dairemizce, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozulmasına, karar verilmiştir. Daire’nin kararında, “...Davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı, 31.08.2015 tarihli bilirkişi raporuna davacı vekilinin itiraz etmediği anlaşılmakla, bu rapor tarihindeki veriler esas alınarak bakıcı giderinin hesaplandığı bir rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken, ikinci raporda hesaplanan bakıcı giderine karar verilmesinin davalıların aleyhine olduğu, hükmün bu nedenle bozulması gerektiği, yine davacı vekilinin 31.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda geçici ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden de yapılan hesaplamaya itiraz etmediği, 05.10.2015 tarihli beyan dilekçesi ile davanın ilk rapora göre kabulünü talep ettiği, dolayısıyla mahkemece, sürekli iş göremezlik zararının ikinci rapor tarihi olan 14.03.2016 tarihindeki veriler esas alınarak hesaplanması ve mahkemece bu miktara karar verilmesinin de isabetli olmadığı, davacının kask takmamasının zararın artmasına neden olup olmadığı irdelenerek BK’nın 44. maddesi uyarınca tazminattan indirim yapılması gerekip gerekmediği hususunda
karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek, kabul edilmesi halinde müterafık kusur indirimi yapılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiş, davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
1-Dosya içeriğine, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrası delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda ...Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın 13/11/2014 havale tarihli raporunda; davacı ..."a ait tıbbi evrakın incelenmesi sonucunda; genel beden gücünden kayıp oranının % 63 ve kalıcı olduğu, olay tarihli mevcut yaralanmalar nedeniyle, geçici iş göremezlik için öngörülen sürenin 135 gün olduğu belirlenmiş, bu rapora göre de Aktüer hesabı yapılarak davacının geçici iş göremezlik zararı 2.478,40 TL, bakıcı gideri 2.855,47 TL, sürekli iş göremezlik zararı 324.630,73 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacının bakıcı ihtiyacının 05/04/2012-20/08/2012 tarihleri arasında yani geçici iş göremezlik süresince olduğunun kabulü ile 135 gün geçici iş göremezlik süresince bakıcı gideri bürüt asgari ücretten hesaplanmıştır. Kaza tarihi ile geçici iş göremezlik süresi 05.04.2012-20.08.2012 arası olup, 2012 yılı verilerine göre, ilk yarı için 886,00 TL, ikinci yarı için 940,00 TL bürüt asgari ücretten hesaplanmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu zarar kalemi yönünden ilk ve ikinci rapor tarihi ayrımının bir öneminin bulunmadığı açıktır. Bu nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile bozma ilamının 3.bendinde yer alan “Somut olayda davacı vekili meydana gelen kaza nedeniyle dava dilekçesinde bakıcı gideri talebinde bulunmuş, mahkemece alınan 31.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda bakıcı gideri hesaplanmamış, davacı vekili bu rapora itiraz etmemiş, 14.03.2016 tarihinde alınan ikinci bilirkişi raporunda bakıcı gideri hesaplanmış ve davacı vekili 17.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile bakıcı gideri yönünden de talep artırımında bulunmuştur. Buna göre 31.08.2015 tarihli bilirkişi raporuna davacı vekilinin itiraz etmediği anlaşılmakla, bu rapor tarihindeki veriler esas alınarak
bakıcı giderinin hesaplandığı bir rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken, ikinci raporda hesaplanan bakıcı giderine karar verilmesi davalıların aleyhine olmuş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” bölümünün bozma ilamından çıkarılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 06.02.2020 gün ve 2018/5915-2020/888 sayılı bozma ilamının 3. bendinde yer alan bölümün ilamdan çıkarılarak, kararın bu şekliyle BOZULMASINA, tashihi karar peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine, 25.02.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.