17. Hukuk Dairesi 2020/285 E. , 2021/2967 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı ... şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olan, davalının sürücüsü ve işleteni olduğu aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağındaki kaldırımda bulunan iki yayaya çarpması sonucunda meydana gelen kazada yayalar ... ve ... yaralandığını, kaza nedeniyle yaralanan yayalara müvekkil şirket tarafından 03.02.2014 tarihinde toplam 101.551,00 TL tazminat ödendiğini, kaza sırasında sigortalı araç sürücüsü olan davalının alkollü olduğunun anlaşıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.112,00 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacı tacir ile davalı özel araç sahibi arasında sigorta ilişkisinin bulunduğu, bu ilişkinin tüketici ilişkisi olup uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olmadığından davanın Tüketici Mahkemesince sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Daire’nin
2015/15773 E.-2015/12348 sayılı ilamı ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmiş, Ankara 2. Tüketici Mahkemesi’nce davanın kabulü ile, asıl dava yönünden; 101.551,00 TL tazminatın 03/02/2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,birleşen dava yönünden; 21.373,78 TL tazminatın 21/01/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, dava dışı 3. kişiye ödeme yapan sigorta şirketinin ödediği bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ...Ş vekili, davalının sorumlu olduğu aracın karıştığı kazada cismani zarara uğrayan 3. kişilere ödediği iş göremezlik tazminatının, davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.
Rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir.
Somut olayda; mahkemece usulüne uygun bir maluliyet raporu alınmadan sigorta şirketi tarafından CS0 1980 e göre alınan aktüer raporu hükme esas alınmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Davalı, davacının ödediği miktardan değil, kaza nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan kusurları oranında sorumludurlar. Bu durumda öncelikle dava dışı Ahmet Akar ve Yusuf Çanakçılar’ın maluliyet oranının usulüne uygun olarak kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, hak sahibinin bakiye ömrünün belirlenmesinde CS0 1980 tablosu kullanılmış ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite
Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan ilkelere göre maluliyet oranının tespitinden sonra aktüer bilirkişisinden ödeme tarihi itibari ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünde TRH 2010 tablosu esas alınarak tazminatın belirlenmesi ve (kazanılmış haklar gözetilmek kaydıyla) davalının kusuruna denk gelen kısımdan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında, haksız eyleme dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya sigortalı araç özel araç olup, bu aracın haksız eyleminin de TTK"nın 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına, bu durumda da davalıdan ancak yasal faiz istenebileceğine, bu nedenle davalı bakımından istem gibi ticari işlerde öngörülen avans faizine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.