Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/13271 Esas 2021/1406 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/13271 Esas 2021/1406 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/13271
Karar No : 2021/1406
Karar Tarihi : 16/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/13271 Esas 2021/1406 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/13271 E.  ,  2021/1406 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı vekili; davacı nezdinde sigortalı ... Halıcılık ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti."nin kiracı olduğu taşınmazda bulunan emtiaların davalının maliki olduğu üst katta bulunan daireden su sızması sonucu hasar oluştuğunu, ilk hasarın 02/04/2012 tarihinde oluştuğunu ve sigortalıya 2.459,00 TL ödendiğini, ikinci hasarın ise 08/07/2012 tarihinde oluştuğunu ve yine sigortalıya 69.261,00 TL ödendiğini beyanla toplam 71.400,00 TL hasar bedelinin 09/10/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasından ve yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile 2.459,00 TL"nin ödeme tarihi 02/04/2012 tarihinden ve 69.261,00 TL"nin ise 08/07/2012 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, yapı maliki olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
    Dava, kat mülkiyeti kurulmuş olan ana taşınmazda, davalının maliki olduğu bağımsız bölümden sızan suların, sigortalı konutta sebep olduğu iddia olunan hasar nedeniyle, sigorta tarafından ödenen bedelin, davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanunun Ek 1. maddesinde ise kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği öngörülmüştür.
    Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkemece, davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olmaması nedeniyle HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara