Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/12543 Esas 2021/576 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/12543 Esas 2021/576 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/12543
Karar No : 2021/576
Karar Tarihi : 02/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/12543 Esas 2021/576 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2020/12543 E.  ,  2021/576 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili bankanın, Kozcağız Şubesi"nde şube yöneticisi olan ve daha sonra görevinden ayrılan ..."a 07/01/2009 tarihinde Bireysel Kredi ile Personel Kredisi kullandırdığını, personel kredisi için davalı Başak Groupama Sigorta A.Ş. ile 08/01/2009 başlangıç tarihli, 01/01/2010 bitiş tarihli poliçe tanzim edildiğini, ..."ın 10/11/2009 tarihinde bankadan ayrıldığını ve 01/12/2009 tarihli kredi taksitini ödemediğini, poliçe konusu rizikonun gerçekleştiğini, davacı ile davalı Başak Groupama Sigorta A.Ş. arasında yapılan protokol uyarınca kredi borcunun davalı tarafından kapatılmasının istendiğini ancak davalının protokolün gereğini yerine getirmediğini ve ödeme yapmadığını ileri sürerek 25/07/2012 tarihi itibariyle 27.329,49 TL"nin avans faizi, BSMV ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, krediyi çeken personelin davacının ihtarından sonra ödeme yaptığını, bu nedenle poliçedeki rizikonun gerçekleşmediğini ve protokolün uygulanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 25/07/2012 tarihi itibariyle 24.826,31 TL"nin işleyecek avans faizi ve BSMV ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye istem yönünden davanın reddine, davacı tarafın, ilgili Yasadan kaynaklanan ve bu davada talep konusu yapılan istem dışındaki diğer yasal hak ve alacaklarının saklı tutulmasına dair karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/12/2014 tarihli ve 2014/13349 Esas, 2014/19956 Karar sayılı bozma ilamında davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, avukat bilirkişiden alınan 02/02/2014 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplama sonucuna itibar edilerek davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de bilirkişinin konuya dair uzmanlığa sahip olup olmadığının anlaşılamadığı, davacının ticari defterleri incelenmeden dosyaya sunulan kredi sözleşmesi ve ödemeye dair belgelere dayalı olarak sunulan rapora göre karar verilmesinin doğru olmadığı bu nedenle, bankacılık ve sigorta hukukundan anlayan yeni bir bilirkişiden banka defter ve kayıtları, kredi sözleşmesi, kredi sözleşmesi kapsamında yapılan tüm ödemelerin tespit edilip değerlendirildiği rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, ilgili bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, sigorta sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilgili bozma ilamından sonra yapılan yargılamada, bankacı bilirkişiden alınan 21/07/2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı banka ile dava dışı ... arasında 18.000,00 TL limitli personel kredi sözleşmesi düzenlenerek personel kredisinin kullandırıldığı, kredinin kullandırılması anında davalı Başak Groupama Sigorta A.Ş. ile 08/01/2009 başlangıç tarihli ve 01/01/2010 bitiş tarihli poliçenin tanzim edildiği, kredi taksitlerinin süresi içerisinde ödenmemesi nedeniyle protokol ve poliçe kapsamında rizikonun gerçekleştiği, davacı banka ile davalı ... arasında düzenlenen protokol hükümleri çerçevesinde davacı bankanın belirtilen süreler içerisinde ihbar yükümlülüğünü gerçekleştirmiş olduğu ve gerçekleşen riskin sigorta teminatı kapsamı içerisinde kaldığı, 25/07/2012 tarihi itibariyle davacı bankanın davalı ... şirketinden 15.988,08 TL ana para alacağı, 8.176,00 TL işlemiş faizi, faizin %BSMV 408,80 TL, faizin %15 KKDF 1.226,40 TL olmak üzere toplam 25.799,28 TL alacaklı olduğu, davacı bankanın ise 25/07/2012 tarihi itibariyle 27.329,49 TL alacak talebinde bulunduğu belirtilmiştir.
    Tarafların bilirkişi raporuna itirazı üzerine Mahkemece, sigorta hukukçusu bilirkişiden alınan 10/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda, eski şube yöneticisi olduğu belirtilen ..."ın 10/11/2009 tarihinde Bankadan ayrıldığı, Aralık 2009 taksitini ödememesi nedeniyle poliçe konusu rizikonun gerçekleştiğinin dava dilekçesinde iddia edildiği, 08.03.2006 tarihli protokole uygun olarak taksitin vadesinden itibaren 60 gün beklenip ödeme yapılmaması üzerine takip eden 5 işgünü içerisinde 03/02/2010 tarihinde ..."a muacceliyet ihtarnamesinin çekildiği, çekilen ihtarnamede personel kredisinin taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle temerrüde düştüğü belirtilerek alacağın her türlü ferileriyle birlikte 10 gün içerisinde ödenmesinin istenildiği, hesap hareketlerinin incelenmesinden ... tarafından 04/02/2010 tarihinde banka hesabına 650,00 TL havale yapıldığının görüldüğü, dava dışı ..."ın kendisine çekilen 03/02/2010 tarihli ihtarnameden bir gün sonra 04/02/2010 tarihinde banka hesabına 650,00 TL gönderdiği, ödenmediği belirtilen Aralık 2009 taksit tutarının 498,94 TL olduğu, 08/03/2006 tarihli protokole göre taksidin vadesinden itibaren 60 gün içerisinde ödenmemesi sebebiyle takip eden 5 gün içerisinde ihtarnamenin çekilmiş olduğu ve 1 gün sonrasında da hesaba 650,00 TL gönderildiği, 08/03/2006 tarihli protokole göre, kredinin şubece ihtarname ile çağrılmasına rağmen 10 işgünü içerisinde tamamen ödenmemesi halinde süreyi izleyen azami 15 işgünü içerisinde Başak Sigorta A.Ş."ye hasar ihbarında bulunulacağı, ancak protokol şartlarına uygun olarak çekilen 03/02/2010 tarihli ihtarnameden bir gün sonra 04/02/2010 tarihinde ödenmediği belirtilen Aralık 2009 taksitinin ödendiği, bu durumda taraflar arasında aktedilen protokol hükümlerine göre rizikonun gerçekleştiğinin söylenemeyeceği, davalı ... şirketinin sorumluluğuna esas alınan sigorta aktinin 08/01/2009-01/01/2010 tarihleri arasında geçerli olduğu dikkate alındığında sigorta aktinin geçerli bulunduğu dönem içerisinde 08/03/2006 tarihli protokol hükümleri çerçevesinde gerçekleşmiş bir riziko söz konusu olmadığından davalı ... şirketinin tazmin yükümlülüğünün doğmadığının değerlendirildiği belirtilmiştir.
    Bilirkişi raporuna karşı davacı vekilinin itirazı üzerine Mahkemece, bilirkişi heyetinden alınan 06/04/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda, taraflar arasında düzenlenen protokole göre, dava dışı banka mensubunun bankadan emekli olması veya herhangi bir sebeple ayrılmasından sonra bir taksitin vadesinden itibaren 60 gün içerisinde kısmen veya tamamen geri ödenmemesini takip eden 5 işgünü içerisinde kredinin şubece ihtarname ile çağrılmasına rağmen, 10 işgünü içerisinde tamamen ödenmemesi halinde, süreyi izleyen azami 15 işgünü içinde Başak Sigorta A.Ş."ye hasar ihbarında bulunulacağını bu süre içerisinde Başak Sigorta A.Ş."ye ihbarı yapılmayan olaylar ile ilgili olarak Başak Sigorta A.Ş."nin her halukarda tazmin yükümlülüğünün olmayacağı hükmüne haiz olduğu, eski şube yöneticisi dava dışı ..."ın 10/11/2009 tarihinde Bankadan ayrıldığı, 08/03/2006 tarihli protokole uygun olarak taksitin vadesinden itibaren 60 gün beklenip ödeme yapılmaması üzerine takip eden 5 işgünü içerisinde 03/02/2010 tarihinde ..."a muacceliyet ihtarnamesi çekildiği, çekilen ihtarnamede personel kredisinin taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle temerrüde düştüğü belirtilerek alacağın her türlü ferileriyle birlikte 10 gün içinde ödenmesinin istenildiği, hesap hareketleri incelendiğinde ihtarnameden 1 gün sonra 04/02/2010 tarihinde banka hesabına 650,00 TL gönderdiği, bu tutarın ödenmediği belirtilen Aralık 2009 taksit tutarını karşılayacak bedelde olduğu, davacı bankanın 04/02/2010 tarihli 650,00 TL tutarındaki ödemeyi yaklaşık 1 ay sonra 02/03/2010 tarihinde kredi hesabına aktarıldığı, bu durumda ihtarnamenin tanzim tarihinden 1 gün sonra hesaba yatırılan 650,00 TL ödemenin Aralık 2009 taksidini karşıladığı ve dolayısıyla rizikonun gerçekleşmediği, davacı bankanın davalı ... şirketinden talep hakkının olmayacağı belirtilmiştir.
    Mahkemece, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 06/04/2016 havale tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, taraflar arasında düzenlenen protokol hükümlerine göre 03/02/2010 tarihinde dava dışı ..."a gönderilen ihtarnameden bir gün sonra 04/02/2010 tarihinde hesaba 650,00 TL yatırıldığı ve bu tutarın Aralık 2009 taksitini karşıladığı, bu durumda rizikonun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmişse de, varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
    Davacı banka ile davalı ...Ş. arasında 08/03/2006 tarihli protokol çerçevesinde 08/01/2009 başlangıç, 01/01/2010 bitiş tarihli 0600.02014408.0000 numaralı poliçe tanzim edildiği, protokolün "Mensubun, Bankadan emekli olması veya herhangi bir sebeple ayrılmasından sonra bir taksitin vadesinden itibaren 60 gün içerisinde kısmen veya tamamen geri ödenmemesini takip eden 5 işgünü içerisinde, kredinin şubece ihtarname ile geri çağrılmasına rağmen, 10 işgünü içerisinde tamamen geri ödenmemesi halinde bu süreyi izleyen azami 15 işgünü içinde Başak Sigorta A.Ş."ye hasar ihbarında bulunulacak, bu süre içinde Başak Sigorta A.Ş."ne ihbarı yapılmayan olaylar ile ilgili olarak, Başak Sigorta A.Ş."nin her halükarda tazmin yükümlülüğü olmayacaktır." hükmünü içerdiği anlaşılmaktadır.
    Davacı banka ile dava dışı ... arasında düzenlenen 07/01/2009 tarihli Personel Kredi Sözleşmesinin (3) nolu bendinde "Bankadaki görevimden ihraç edilerek, istifa ederek, emekli olarak ve başka bir kamu kuruluşuna geçerek ayrıldığım takdirde veya herhangi bir taksitin vadesinde ödenmemesi halinde kalan borcun tamamının herhangi bir ihtara ve karar alınmasına gerek olmaksızın muaccel olacağını ve bu durumda borcun tamamını nakten ve defaten ödeyeceğimi ... şimdiden kabul ve taahhüt ederim." ifadesinin yer aldığı ve borçlu ... tarafından imzalandığı görülmektedir.
    Dava dışı ..."ın 10/11/2009 tarihinde görevinden ayrıldığı, Aralık 2009 taksitini ödememesi üzerine davacı banka tarafından dava dışı ..."a Bartın 2. Noterliğinin 03/02/2010 tarihli ve 1260 yevmiye sayılı Muacceliyet İhtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamede "İmzanızı taşıyan 07/01/2009 tarihli 18.000,00 TL"lik sözleşmeye dayanılarak, Bankamızca borçlu ... lehine açılan ve kullandırılan personel kredisinin taksitlerin ödenmemesi nedeniyle temerrüde düştüğünüzü, kredi sözleşmeleri ve yasalardan gelen başkaca alacak ve haklarımız saklı kalmak kaydıyla söz konusu alacağımızın ilgili sözleşme hükümleri gereğince tamamen ödeneceği tarihe kadar işleyecek faiz, BSMV, fon, masraf ve sair her türlü ferileriyle birlikte 10 gün içinde ödenmesini, aksi takdirde alacağımızın tahsili için hakkınızda yasal yollara başvurulacağını, bu takdirde doğacak icra ve dava harç giderleri ile vekalet ücretinin de tarafınıza ait olacağını ihtaren bildiririz." ifadesinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
    Hesap hareketleri incelendiğinde 04/02/2010 tarihinde dava dışı ... tarafından 650,00 TL ödeme yapıldığı görülmekte ise de, taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesine ve davacı banka ile davalı ... arasında düzenlenen protokol hükümlerine istinaden kredinin tamamının muaccel olduğu ve tamamının geri ödenmesi konusunda muacceliyet ihtarnamesi çekilmiş olmasına rağmen borç miktarının tamamının ödenmediği anlaşılmaktadır.
    Bu haliyle protokol ve poliçe hükümleri çerçevesinde rizikonun gerçekleştiği, davalı ... şirketinin tazmin yükümlülüğünün doğduğu sonucuna varılmaktadır.
    Bu durumda, Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen protokol ve dava dışı ... tarafından imzalanan Personel Kredi Sözleşmesine göre bir taksitin ödenmemesi halinde, kalan tüm kredi borcunun muaccel hale geleceği hükümleri ve rizikonun poliçe dönemi içerisinde gerçekleşmiş olduğu dikkate alınarak, dava dışı ..."ın kredi nedeniyle yapmış olduğu tüm ödemelerle ilgili banka kayıtları tekrar getirtilerek bakiye borç miktarı konusunda dosyadaki bilirkişilerden farklı olarak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara