Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1018 Esas 2021/2572 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1018 Esas 2021/2572 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/1018
Karar No : 2021/2572
Karar Tarihi : 11/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1018 Esas 2021/2572 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/1018 E.  ,  2021/2572 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 10.03.2021 Çarşamba günü davcılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davacıların murisi ..."nin dava dışı ... A.Ş"den kredi kullanması nedeniyle davalı şirkete hayat sigorta poliçesi yaptırdığını, davalının talebi üzerine ... Bankası A.Ş"de hesap açtırarak aylık sigorta primlerini düzenli olarak bankaya yatırdığını, murisin talimatı ile primlerin tahsil edildiğini, sigortalının 20.04.2015 tarihinde vefat ettiğini, vefat teminatının ödenmesi talebinin poliçenin iptal edilmesi nedeni ile reddedildiğini, ... Bankası A.Ş"nin murisin hesabında bulunan parayı hesap işletim ücreti olarak tahsil etmesi nedeniyle hesapta para bulunmadığından primlerin tahsil edilemediğini, bunun sonucunda da poliçenin iptal edildiğini, prim ödemelerinin düzenli yapılmasına rağmen poliçenin iptalinin usulsüz olduğunu ileri sürerek davacıların hayat sigorta poliçesi nedeniyle mirasçı sıfatıyla hak kazandıklarının tespitini talep etmiştir.
    Davalı vekili, sigortalının primlerini ödememesi nedeniyle poliçenin iptal edildiğini, sigortalının verdiği, poliçeye tanımlı ödeme aracından 06.12.2014 ve 06.01.2015 aylarına ait prim tahsilatlarının gerçekleşmediği anlaşılınca gerek iletişim numarası olarak verilen cep telefonundan gerekse sigortalının adresine iadeli taahhütlü gönderim yapılmak suretiyle prim tahsilatının yapılamadığının bildirildiğini, ödeme gerçekleşmeyince poliçenin iptal edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davalı sigortacının davacıların murisini ödenmeyen prim borcu hakkında bilgilendirerek prim ödemelerinin yapılması yönünden ihtar ettiğini ispatlayamadığı, davalı tarafça ibraz edilen posta gönderi kayıtlarından davacıların murisine ihtarnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve tebliğ edilen evrak içeriği anlaşılamadığından poliçenin riskin gerçekleştiği tarihte geçerli olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacıların murisinin vefatı nedeniyle muris ile davalı arasında düzenlenen hayat sigorta poliçesi nedeniyle davacıların mirasçı sıfatı ile hak kazandıklarının tespitine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin bir kısım istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin bir kısım istinaf başvurusunun esastan kabulü ile 6100 Sayılı HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 13/07/2018 tarih ve 2016/334 Esas-2018/395 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, hayat sigorta poliçesine dayalı davacıların mirasçı sıfatı ile hak kazandıkları tespitine ilişkindir.
    Dava ve riziko tarihinde geçerli olan 6102 Sayılı TTK"nın 1434/3. maddesinde; primlerden herhangi birinin zamanında ödenmemesi halinde sigortacının sigorta ettirene, noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla 10 gün süre vererek borcunu yerine getirmesini, aksi halde süre sonunda sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını ihtar edeceği belirtilmiştir.
    Somut olayda, davacıların murisi tarafından dava dışı bankadan çekilen kredi nedeni ile davalı sigorta şirketi ../...
    nezdinde 06.12.2012-06.12.2013, 06.12.2013-06.09.2014, 06.09.2014-06.09.2015 tarihlerini kapsayan hayat sigorta poliçeleri yaptırılmış olup dava dayanağı 06.09.2014 - 06.09.2015 tarihlerini kapsayan hayat sigorta poliçesinin yıllık sigorta primi 675,00 TL’nin 1. taksit 06.09.2014, son taksit 06.05.2015 tarihi olmak üzere aylık 75,00 TL üzerinden 9 taksit olarak ödenmesi kararlaştırılmıştır. Sigortalı muris, dava dayanağı poliçeden önceki poliçelerin primlerini ve dava dayanağı 06.09.2014-06.09.2015 tarihlerini kapsayan hayat sigorta poliçesinin ilk 4 taksiti olan Eylül 2014, Ekim 2014, Kasım 2014, Aralık 2014 düzenli olarak ödemiş devam eden taksit Ocak 2015 taksitinin ödenmemesi üzerine davalı sigorta şirketi tarafından 27.01.2015 tarihli zeyilname ile poliçe iptal edilmiştir. Garantör hayat sertifikasında aksine bir talimat verene kadar sigorta primlerinin ilgili dönemde ve yenilenecek poliçeler için kredi kartı/banka hesabından/ IBAN"dan tahsil edilmesi için ... Emeklilik Hayat A.Ş"ye yetki verildiği, primlerin sigortalının ... Bankası A.Ş"de bulunan hesabından tahsil edildiği, ancak sigortalının hesabında prim tahsilatı için bulunan paranın hesap işletim ücreti adı altında tahsil edilmesi nedeniyle hesapta prim taksitleri için paranın kalmadığı anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi tarafından, davacıların murisi sigortalıya ödenmeyen devam eden taksitler ile ilgili bildirimin 06.01.2015 tarihinde iadeli taahhütlü gönderi olarak gerekse de SMS bilgilendirilmesi ile yapıldığı savunulmuştur. Dosya kapsamındaki ... Müdürlüğü cevabi yazısında, “... adına ... Emeklilik tarafından Ocak ayı içerisinde gönderildiği tespit edilen 1 adet kayıtlı gönderiye rastlanmış olup söz konusu 5301210711638 barkot nolu gönderinin 19.01.2015 tarihinde ... Merkezine ihbarlı olarak bırakıldığı ve bekleme süresi bitimi olan 27.02.2015 tarihinde iade edildiği, iade edilen gönderinin ... Posta Dağıtım Müdürlüğünce 03.02.2015 tarihinde göndericisine teslim edildiği anlaşıldığı” belirtilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi tarafından, davalı sigortacının davacıların murisini ödenmeyen prim borcu hakkında bilgilendirerek prim ödemelerinin yapılması yönünden ihtar ettiğini ispatlayamadığı gerekçesi ile poliçenin ayakta olduğu kabul edilmiş ise de Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, “davalı tarafından 06.01.2015 tarihli taahhütlü posta gönderimi ile 06.12.2014 tarihli prim ödemesinin 10 gün içerisinde yapılmasının bildirildiği, gönderinin alıcısı tarafından süresi içerisinde alınmaması
    nedeniyle iade edildiği anlaşıldığı, ... kayıtlarına ve dosyaya ibraz edilen 06.01.2015 tarihli sigortalıya yazılan yazı içeriğine göre, davalı tarafından prim borcunun davacıya bildirilmek istendiği, taahhütlü gönderi ile ilgili adresine ihbar bırakıldığı…” belirtilerek davalı sigorta şirketinin sigortalıya bildirim yükümlülüğünü yerine getirerek usulüne uygun olarak poliçeyi iptal ettiği kabulü ile riziko tarihinde geçerli bir poliçe olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince her ne kadar davalı tarafından prim borcundaki tahsilatsızlığın davacıya bildirilmek istendiğinden hareketle dava dayanağı hayat sigorta poliçesinin iptalinin usulüne uygun olduğu ve riziko tarihinde geçerli bir poliçe bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı sigorta şirketi tarafından dava dayanağı poliçedeki devam eden prim borcundaki tahsilatsızlığın 6102 Sayılı TTK"nın 1434/3. maddesinde yazan koşullar ile davacıların murisi sigortalıya bildirildiği resmi muhteva ile ispat edilemediği gibi sigortalı murisin en başından ilk poliçeden itibaren sigorta primlerini aksatmadan ödediği, devam eden prim taksitlerinin ödemesi gelindiğinde ise sırf prim ödemesi için açtırdığı vadesiz hesabından hesap işletim ücreti kesilmesi nedeni ile bakiye kısmın prim taksitini karşılamaya yetmemesi nedeni ile prim borcunun tahsilatsız kaldığı, tahsilatsız kalan prim borcunun vadesinden 2 gün sonra ödenmiş olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararı yerinde olmakla Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddi şeklinde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; 3.050,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, 6100 sayılı HMK 373/2 maddesi uyarınca dosyanın karar veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara