Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/870 Esas 2020/2077 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/870 Esas 2020/2077 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/870
Karar No : 2020/2077
Karar Tarihi : 25/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/870 Esas 2020/2077 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/870 E.  ,  2020/2077 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; davalıların sürücüsü ve maliki olduğu, diğer davalı Güvence Hesabının aracın trafik sigortası bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğunu aracın,davacıların murisine çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında murisin vefat ettiğini, davacı eşin destekten yoksun kaldığını belirterek davacılar için ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ... ve ...’dan tahsilini, davacı eş ... için ıslah dilekçesi ile birlikte 77.339,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Güvence Hesabı vekili; kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili kurumun zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili; müvekkili ..."ın davaya konu olayda kusurunun olmadığını, kazanın meydana geldiği yerin kaldırım kenarında sürekli başkaca araçların park halinde olduğunu, bu hususun göz önünde tutulması gerektiğini, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 77.339,00.-TL maddi tazminatın sigorta şirketleri poliçedeki limitle sorumlu tutulmak kaydıyla tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak dava tarihinden itibaren geçerli yasal faiz uygulanmak suretiyle davacı ..."e verilmesine, davacı ... için 10.000,00.-TL diğer davacılar için 6.000,00.-TL olmak üzere toplam 64.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden geçerli yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve Fatma"dan müştereken tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    6098 sayılı TBK."nın md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 25/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara