Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/794 Esas 2020/906 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/794 Esas 2020/906 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/794
Karar No : 2020/906
Karar Tarihi : 10/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/794 Esas 2020/906 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/794 E.  ,  2020/906 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; müvekkilinin, davalı ..."dan 40.000 TL miktarındaki bonodan dolayı alacaklı olduğunu, bu borcun tahsili için ... İcra Müdürlüğünün 2011/602 esas sayılı takip dosyası ile borçlu aleyhinde takip yapıldığını, sonrasında ..."ın 1/2 hissesi adına kayıtlı bulunan ... ili, Karacaoğlan Mahallesi, 879 ada, 1497 parseldeki taşınmazı mal kaçırmak kastı ile davalı ..."e 21/09/2011 tarihinde satış yapmış gibi göstererek mal kaçırdığını, davalı ..."in ise 25/10/2011 tarihinde diğer davalı ..."a bu yeri devrettiğini, tüm davalıların akraba olduğunu belirterek davalılara devredilen davaya konu 1497 parsel nolu taşınmazda gerçekleştirilen tasarrufun davacının alacağına yeteri kadar olan kısmının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...; tasarrufun iptali için gerçek bir alacağın bulunmasının, borcun tasarruftan önce doğmasının ve aciz vesikasının bulunması gerektiğini belirterek, dava şartlarının gerçekleşmemesi nedeni ile davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalılar; davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen aciz vesikasının ibrazına ilişkin süreye uyulmaması nedeniyle, açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemeninde kabulü bu yöndedir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
    Somut olayda, dava dayanağı takip dosyasında borçlu adresinde 11/01/2012 tarihinde haciz düzenlenmiş ve gösterilen adresin kapalı olduğu, borçlunun komşusu olan dava dışı ..."ın beyanına göre borçlunun bu adresten taşındığı, 1-2 ay olduğu, bunun üzerine haciz işleminin yapılamadığı ve bu nedenle borçlunun haczi kabil malına rastlanılmadığı belirtilmiştir. Yine 24/04/2015 tarihinde de haciz yapılmış ve haciz tutanağında; Adreste borçlunun eşi ...’ın hazır olduğu ve evde haczi kabil mal bulunamadığı belirtilmiştir. Sözü edilen haciz tutanakları İİK"nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan davanın esasına girilerek, taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara