Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6261 Esas 2020/6772 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6261 Esas 2020/6772 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/6261
Karar No : 2020/6772
Karar Tarihi : 10/11/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6261 Esas 2020/6772 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/6261 E.  ,  2020/6772 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili müvekkili sigorta şirketine ZMM sigortası ile sigortalı aracın 18/03/2017 tarihinde dava dışı sürücü ..."ın sevk ve idaresindeki çekiciye arkadan çarpması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, kazada sigortalı araçta yolcu olarak bulunan maktul ..."ın vefat ettiğini, sigortalı araç sürücüsü ..."ın kanında 101 mg/dL Ethanol serum olduğunun tespit edildiği, müteveffa ..."ın eşine 05/04/2018 tarihinde destekten yoksun kalma tazminatı olarak 80.931,00 TL tazminat ödediklerini, olay sırasında sürücünün kanında uyuşturucu çıktığından ödenen miktarın sigortalıya rücu hakkının doğduğunu, ödenen tazminatın tahsili için davalı aleyhine Kayseri 1. İcra Dairesi"nin 2018/7185 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takiben itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili müvekkilinin Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/373 E. hapis cezası ile cezalandırıldığını, cezanın henüz kesinleşmediğini, dava konusu ölümlü ve yaralamalı trafik kazasında kusurun sadece müvekkilinde olmadığını, hem karşı aracın hem de kar temizleme görevini ifa etmeyen Karayolları Genel Müdürlüğü"nün de ağır kusurlu olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince davalının Kayseri 1. İcra Dairesi"nin 2018/7185 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, Yasal Şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
    1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda , Bölge Adliye Mahkemesince verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK"nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre,davalı vekilinin aşağıdaki 2 numaralı bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava trafik kazasından kaynaklı rücuen alacak istemine dair itirazın iptali davasıdır.
    Davacı ... kendisine ZMMS ile sigortalanan, davalı sigortalısının aracının karıştığı çift taraflı kazada sigortalının aracında bulunan yolcu konumundaki ..."ın vefatı nedeniyle mirascılarına ödediği destekten yoksun kalma tazminatının,davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.Hesap bilirkişisi davacının kendi hesaplaması ile dava dışı olarak ödediği ve rücuya konu ettiği miktarın uygun olduğunu kabul ederek rücu edebileceği yönünde görüş bildirmiş mahkemece denetime elverişli olmayan bu hesap şekline göre karar verilmiştir.
    Rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu olandan isteyebilir. Davalı, davacının ödediği miktardan değil, kaza nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan sorumludur.
    Bu durumda Mahkemece farklı bir aktüer bilirkişiden dava dışı 3.kişinin (kazada ölen yolcu ..."in mirasçısı) uğradığı gerçek zarar miktarının (destekten yoksun kalma tazminatının), davacının ödediği tarih itibariyle belirlenmesi yönünde ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverşli tazminat raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itşrazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara