17. Hukuk Dairesi 2019/5940 E. , 2021/1815 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ... şirketine sigortalı davacıya ait konutta 07/06/2015 tarihinde meydana gelen sel felaketi sonucu davacının konutunun ve bahçesinin kullanılamaz hale geldiğini, Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/67 D. İş sayılı dosyası ile 167.429,48 TL olarak tespitedilen hasardan 103.592,00 TL’nin davalı tarafından ödendiğini, bakiye zararın ödenmediğini, davalı tarafça alınan ekspertiz raporunun hatalı olduğunu bahçe zararının da poliçe kapsamında olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile karşılanmayan 63.837,48 TL zarar bedelinin 07/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; görev itirazında bulunarak, poliçe kapsamında davacıya 25.08.2015 tarihinde 103.592,00 TL ödendiğini ve davalı ... şirketinin ihtirazı kayıt konulmadan ibra edildiğini, dava öncesi yapılan ödemelerin hesap tarihine kadar güncellenerek son rakamdan düşülmesi gerektiğini, davacı evini su basması nedeni ile BUSKİ ya da Yıldırım Belediyesinin yeterli kanalizasyon çalışması yapıp yapmadığı hususunda kusur incelemesi yapılması ile kusur sahiplerine rücu için davanın ihbarı gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 13.528,98 TL"nin 08.09.2015 temerrüt tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, hükmedilen 13.528,98 TL"ye göre davacıya sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme arasında açık oransızlık bulunmadığı, bu nedenle verilen ibranamenin davacıyı bağlayacağı, davacının ödeme tarihinde müzayaka halinde bulunduğunu da ispat edemediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunu kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava konut sigortasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 28. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 21.) maddesinde aşırı yararlanma (gabin) düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrasında "bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir" denilmek suretiyle, gabinin unsurları ile sonuçları hüküm altına alınmıştır.
Kanun metnindeki ifadelerden anlaşıldığı ve öğretide de kabul edildiği üzere, sözleşme hukukunda geçerli olan irade özerkliği ve sözleşme serbestisi ilkeleri gereğince, kişiler bir sözleşmedeki edim ve karşı edimi özgürce belirleyebilir, sözleşmenin şartlarını diledikleri gibi kararlaştırabilirler. Genel kural, sözleşme serbestisi ve irade özerkliği olmakla birlikte, sözleşmenin taraflarından güçsüz olanın korunması ile sözleşmenin tarafları arasındaki dengenin sağlanabilmesi, sözleşmenin yapılması sırasında iradesinin oluşumu sakatlanmış olan tarafın korunması bakımından ise, kanunkoyucu gabine ilişkin düzenlemeyi getirmiştir.
Kanun koyucu anılan gereksinim ve düşüncelerle sözleşme kurulumunda iradesinin oluşumu sakatlanan ve güçsüz konumda olan tarafı korumak amacıyla gabin (aşırı yararlanma) müessesesini düzenlemiştir.
Sözleşmenin taraflarından birinin, gabin hukuksal nedenine dayanarak sözleşmeyle bağlı olmamayı ya da sözleşmenin varlığını korumakla birlikte edimler arasındaki dengesizliğin giderilmesini istemesi halinde; gabinin objektif ve subjektif unsurlarının somut olayda varlığının irdelenmesi gerekir.
Somut olayda; 07/06/2015 tarihinde meydana gelen sel felaketi nedeniyle davacının evinde ve bahçesinde zarar meydana geldiği belirtilerek davalı ... şirketine başvurulduğu, 27.07.2015 tarihli ekspertiz raporunda; sular tahliye edilmeden konutun görüldüğü, riziko adresinde davacı tarafından 9 gün boyunca 6 kişi çalıştırılarak 10 kamyon çamurlu su tahliye edildiği, bu işin bedelinin de davaacı tarafından ödendiği belirtilmiştir. Davacı konutunda bu yönlü büyük bir zararın olması karşısında davacının bir an evvel zararını gidermek adına adam çalıştırarak ve masraflarını da kendi ödeyerek evden suları tahliye etme çabası dikkate alındığında müzayaka halinde olduğu ve bu suretle davalı ... şirketinden 25.08.2015 tarihinde 103.592,00 TL ibraname karşılığı ödeme aldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle Bölge Adliye mahkemesince, davacının müzayaka halinde bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
2-Riziko adresinin tapu kayıtlarının incelenmesinde taşınmazın arsa olarak vasıflandırıldığı, poliçe özel şartlarında sigorta konusu-bina maddesinde ise; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca ortak kullanıma açık yerlerin payına düşen kısmı bina tanımı içerisinde yer aldığı, binanın ortak mülkiyete ait mütemmimleri sigortalının mülkiyet hissesi oranında teminata dahil olduğunun yazılı olduğu görülmüştür.
Davacının dava dilekçesinde bahçesinde oluşan zararın davalı tarafça ödenmediği belirtilerek bahçe zararı yönünden talebi olmasına, davalı tarafça bahçede oluşan zararın teminat dışı sayılmasına göre, mahkemece, taşınmazın kat mülkiyetine tabi olup olmadığı, ferdileşme durumu belirlenerek, taşınmazda kat mülkiyetinin varlığı tespit edilir ise yukarıda bahsedilen poliçe özel şartlarındaki durum incelenerek bahçe zararının irdelenmesi ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu yönlerden değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli olmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesi’nce bu hususa yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1)ve(2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf incelemesi sonucu Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararının BOZULMASINA; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.