Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4726 Esas 2021/424 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4726 Esas 2021/424 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/4726
Karar No : 2021/424
Karar Tarihi : 01/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4726 Esas 2021/424 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/4726 E.  ,  2021/424 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı ..."ün müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmaz payını diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir.
    Mahkemece, Dairemizin 15/10/2014 tarih ve 2014/9087 Esas, 2014/13394 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile davalı ... tarafından diğer davalı ..."e Beyoğlu 43. Noterliğinin 25/05/2010 tarih, 17080 yevmiye nolu satış vaadi gereğince yine İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/877 esas, 2011/268 karar sayılı ilamı ile tescil edilen İstanbul İli, ... İlçesi, ... Mah. 8486 Ada, 33 Parsel sayılı taşınmaza ilişkin tasarrufun davacı yönünden İstanbul Anadolu 3. İcra Dairesinin 2009/15696 (Kadıköy 3. İcra Dairesinin 2009/15696) sayılı takip dosyasındaki asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak kaydıyla iptaline, İstanbul Anadolu 3. İcra Dairesinin 2009/15696 sayılı dosyasında asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olmak kaydıyla cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması, Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi, satılan taşınmaz üzerinde, ipotek ve haciz kayıtları varsa, alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığının kabulü, bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarının da göz önünde tutulması, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerekmektedir. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal
    nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut uyuşmazlıkta; mahkemece taşınmazın değeri yönünden alınan raporlara göre değerinin çok altında satışının yapıldığı, bu durumda İİK."nun 278/III-2. maddesi şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Davalı borçlu ... 28/04/1987 tarih ve 354 sayılı tapu tahsis belgesi gereğince kendisine ait olan ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 315 pafta, 2087 ada, 15 parselde kain (ada parsel numarasının değişmesi sonucunda 8486 ada, 33 parsel) taşınmazın 1/2 hissesini Beyoğlu 43. Noterliğinin 19/06/2008 tarih ve 16986 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile 50.000,00 TL bedelle, kalan 1/2 hissesini ise yine Beyoğlu 43. Noterliğinin 25/05/2010 tarih ve 17080 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile 50.000,00 TL bedelle satışını diğer davalı 3.kişi ...’e vaadetmiştir. Daha sonra davalılar birlikte İstanbul Belediye Başkanlığı aleyhine dava konusu taşınmazın tapu iptali ve adına tescili için Şişli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/877 esas sayılı dosyasında tapu iptal tescil davası açılmış ve bu davada taşınmazın değeri 328.000,00 TL olarak belirlenip bu miktar ... tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş ve böylece Şişli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/877-2011/268 sayılı kararıyla davalı ... adına tahsis belgeli olan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı olan İstanbul İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 8486 ada, 33 parsel sayılı 385,60 m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına olan tapu kaydının 27552/38560 payının iptaline, iptal edilen bu payın tamamının ... adına tesciline karar verilmiş ve verilen karar kesinleşmiştir. Tapu iptal ve tesciline ilişkin bu dosyada dava konusu taşınmazın belirlenen değeri, davalı 3.kişinin bu belirlenen değeri mahkeme veznesine depo etmesi göz önüne alındığında bedel farkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bundan başka davalılar arasında akrabalık bağı, iş ortaklığı, arkadaşlık gibi kötü niyeti gösterir bir durum da kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 01/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara