Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2146 Esas 2021/1310 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2146 Esas 2021/1310 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/2146
Karar No : 2021/1310
Karar Tarihi : 15/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2146 Esas 2021/1310 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/2146 E.  ,  2021/1310 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davacının 15/06/2011 tanzim ve 10/09/2011 vade tarihli bono senediyle ..."dan 22.500,00 TL alacaklı olduğunu, Nazilli 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/4393 sayılı dosyasında takip yapıldığını ve borç ödenmeyince borçlunun evinde yapılan hacizde menkul mala rastlanmadığını ancak davalı ..."in alacaklıyı zarara sokmak kastı ile yakın arazi komşusu diğer davalı ..."a dava konusu taşınmazını muvazaalı olarak devrettiğini belirterek dava konusu taşınmaz ile ilgili yapılan satış işleminin iptaline, taşınmaz üzerinde davacıya cebri icra yapabilme yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; davacının usulen borçlu görünen diğer davalı ..."in yakın arkadaşı olduğunu, icra takibine konu bonodan dolayı gerçekte herhangi bir borç ilişkisinin olmadığını, bu yönde savcılığa şikayette bulunduklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davalı borçlu adına kayıtlı haczedilebilir yolcu minibüsü bulunduğundan ve davacı tarafça borçlunun acz içinde olduğu yönünde belge ibraz edilemediğinden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK"nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İptal davasının koşullarından biri alacaklının elinde kesin (İİK.143) veya geçici (İİK.105/II) aciz belgesinin bulunması gerektiğidir. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması, iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında bile alınıp ibraz edilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde, durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebilir.
    Mahkemece; yargılama sırasında borçlu ... adına kayıtlı ... plakalı 1993 model ... Transit marka yolcu minibüsü bulunduğu, trafikteki kaydına haciz şerhi konulmadığı gibi fiili haciz işlemi de yapılmadığı borçlunun haczedilmeyen haczi kâbil malvarlığı bulunduğu anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmişse de; borçlu adına kayıtlı olan bu aracın kıymet takdiri yapılmadığından dava şartının mevcut olup olmadığı hususunda yapılan araştırma inceleme eksik olmuştur.
    Bu durumda mahkemece sözü edilen aracın üzerindeki haciz ve rehinleri de gösteren kayıtların getirtilerek takyidatların devam edip etmediği belirlendikten sonra bilirkişi aracılığı ile kıymet takdirinin yapılarak, üzerindeki haciz ya da rehinlerle davacının alacağını karşılamaya yetip yetmediği belirlendikten sonra icra takip dosyasında yapılan haciz ve borçlu beyanı gözönüne alınarak davalı borçlunun aciz halinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara