Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1698 Esas 2020/1253 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1698 Esas 2020/1253 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/1698
Karar No : 2020/1253
Karar Tarihi : 11/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1698 Esas 2020/1253 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/1698 E.  ,  2020/1253 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı vekili ve davalılar ..., ... vekilince temyiz edilmiş, davacı vekilincede duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.02.2020 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı ... hakkında takip yaptıkların, takibin semeresiz kaldığını ve borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacı ile dava konusu şirket hisselerine davalı ..."ya onun da davalı ..."e devrettiğini belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 990.000,00 TL"nin davalı ..."den tahsiline dair kararı dairemizin 05.05.2015 tarih 2014/17464 Esas 2015/6641 karar sayılı ilamı ile yargılama sırasında 12.07.2012 tarihli celsede ise davacı vekilinin “eski beyanlarımızı tekrarlıyoruz davalı ... dava dışı ... Organik Şirketindeki hisselerini diğer davalıya alacaklıdan mal kaçırmak maksadı ile devretmiştir bunun iptalini istiyoruz ayrıca asıl borçlu ... hissesini ..."e satmış olup, ..."de
    bu hisseleri elinden çıkartarak diğer davalı ..."ın kızı ..."a sattığından davamızı tazminat davasına dönüştürerek tazminata hükmedilmesini istiyoruz” şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemece gerekçeli kararın gerekçe kısmında tasarrufun iptalini gerektirecek şekilde gerekçe yazıldığı ancak hüküm fıkrasında ise 4. kişi konumunda olan ve dava konusu şirket hisselerini elinde bulunduran davalı ... 990.000,00 TL tazminata mahkum edildiği, İİK’nın 283/II maddesine göre iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerektiği, bu yasal nedenle 3.kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri olduğu, somut olayda davacı vekilinin 12.07.2012 tarihli celsede davalı 3.kişi ... hakkındaki davasını bedele (tazminata) dönüştürdüğünü belirttiğinden, bu durumda İİK"nin 283/2.maddesi gereğince dava konusu şirket paylarının 3.kişi ... tarafından elden çıkarıldığı 12.01.2010 tarihindeki rayiç (gerçek) değeri nispetinde 3. kişi ..."nun davacının icra doyasındaki alacak ve ferileri toplamıyla sınırlı olmak üzere tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yanlış ve çelişkili değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru bulunmadığından bahisle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak, davalı ... ile ilgili davanın reddine, 990.000,00 TL"nin davalı ..."dan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebepler gereğince karar verilmiş bulunmasına, göre bozma ilamına uyulmakla davalılar lehine kazanılmış hak oluşturması nedeni ile davacı vekilinin tüm, davalılar ... ve ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Mahkemece uyulan bozma ilamında, hisse senedinin devir tarihindeki gerçek değerinin tesbit edilerek hükmedilmesi gerektiği belirtilmiş, bu yönde alınan bilirkişi raporunda hissenin devir tarihindeki raiç değeri 958.785,30 TL olarak belirlendiğinden, bu değer esas alınarak bedele hükmedilmesi ve yargılama giderinin de alacak miktarından düşük olan bu değere göre belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Ne var ki, bu yanlışlıklıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bente açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar ... ve ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1.bendine "990.000,00" ibaresinin silinerek yerine "958.785,30 TL” ibaresinin yazılmasına, 3.bendindeki "67.626,90-TL" ibaresinin silinerek yerine "65.497,47" ibaresinin yazılmasına yine aynı bentteki "52.925,35-TL" silinerek yerine "50.795,92" ibaresinin yazılmasına 4. bentte yer alan davacı ve davalılar yararına hükmedilen aukatlık ücretine ilişkin "53.550,00-TL" ibaresinin silinerek yerine "52.301,00 TL" ibaresinin yazılmasına kararın bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ..., ..."a verilmesine, Duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 11/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara