17. Hukuk Dairesi 2019/153 E. , 2021/2423 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı borçlu ... Metal Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı araçlarını diğer davalılara devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline talep etmişlerdir.
Mahkemenin, görevsizlik kararı, dairemizin 23.05.2017 tarih 2017/445 Esas 2017/5818 Karar sayılı ilamı ile mahkemenin görevli olduğu, borçlu iflas etmiş ise iflas ideresi ya da İİK’nun 245 maddesi gereğince iflas idaresi tarafından dava hakkı kendisine devredilen alacaklıların bu davayı açabileceğinden, mahkemece, borçlu iflas etmiş ise iflas idaresimi yoksa İİK"nun 245.madde gereğince davacının iflas idaresinden yetki alması halinde davacı alacaklı mı devam edecek, belirlenerek ve buna göre taraf teşekkülü sağlandıktan ve taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş,
bozmadan sonra mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve bozmaya uygun olarak karar verilmiş bulunmasına ve davalı üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu bildiklerinin somut delillerle ispatlanmamış bulunmasına göre davacı ... idaresi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Dairemizin bozma ilamından sonra, davacı ... idaresi davaya asli müdahale talebinde bulunmuş ve bu talebi kabul edilmiştir. İflas idaresinden alınan yazı da iflasın basit tasfiye usulü ile yönetildiği, vergi idaresine davaya takip için yetki verildiği belirtilmiştir. Önceki davacı ...Ş.’ne yetki verilmemiştir. Bu halde anılan davalı hakkındaki davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddi ile yargılama giderlerinden, davacı ... idaresi ile birlikte sorumlu olması gerekirken, infazda kuşku uyandıracak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Öte yandan, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi "6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir" hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri de doğru değildir.
Ne varki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... idaresi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3.bendindeki "davacıya" ibaresinin silinarak "davacı ...Ş."ne ibaresinin yazılmasına" 5.bantteki "davacıdan" ibaresinin silinrek "davacılardan" ibaresinin yazılmasına 6.benntteki "4.750,00 TL" ibaresinin silinerek yerine "2.180,00 TL maktu" ibaresinin yazılmasına, aynı bentteki
"davacıdan" ibaresinin silinerek "davacılardan" ibaresinin yazılmasına hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA 09.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi