Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/638 Esas 2020/117 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/638 Esas 2020/117 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/638
Karar No : 2020/117
Karar Tarihi : 28/01/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/638 Esas 2020/117 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/638 E.  ,  2020/117 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malları bulunamadığını, borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacı ile 20.04.2012 tarihinde dava konusu ...,... parsel nolu taşınmazlarını kardeşi ... "ye, 278 parsel nolu taşınmazını yine aynı tarihte davalı ..."a sattığını belirterek, bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.
    Davalı ..., dava konusu taşınmazların miras bırakanları babaları ... "dan annelerinin kendileri lehine mirası almaması nedeniyle kardeşi olan ... ile kendisine kaldığını, kardeşi ile yaptıkları karşılıklı satış işlemleri öncesinde dava konusu her üç gayrimenkulde de taraflarına babalarından intikal eden hisselerin mevcut olduğunu, satış işlemleri sonucunda adına tescil olan 278 parselde kayıtlı zeytinlikten daha değersiz olduğunu, bu nedenle kardeşi ile aralarında yapılan işlem sonucunda miras sonucu hak ettiğinden fazla maddi bir kazanç elde etmediğini, adına kayıtlı gayrimenkullerin babasından kardeşine kalan gayrimenkullerden daha değersiz olduğunu, bu nedenle yapılan işlemlerin hukuka ve ahlaka uygun olduğunu, yapılan işlemin davacının alacağının doğum tarihinden önce olduğunu belirterek, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ..., borçlu ve alacaklıya öncesinden satış öncesinde tanımadığını, taşınmazın raiç bedelini ödeyerek satın aldığını belirtmiştir.
    Davalı borçlu, taşınmazların babalarından kaldığını ve trampa yolu ile değiştiklerini belirtmiştir.
    Mahkemece, iptali istenen taşınmazların davalılar ...,... "ye miras yolu ile hisseli olarak geçtiği, davalı ... diğer davalı ..."nin ...,... köyü ... nolu parseldeki davalı ... hissesi ile ...,... ilçesi ... köyü ...,... nolu parsellerdeki hisselerinin trampa edilmesi konusunda anlaştıkları, davalı ..."ın 278 nolu parseli davalı ..."a sattığı resmi satış işleminin yapıldığı gün davalı ..."nin 278 nolu parseldeki hissesini ..."a devrettiği, davalı ..."ında aynı gün 169 ve 168 nolu parsellerdeki hissesini davalı ..."ye devrettiği, davalı ..."ın davalı ..."a satış bedeli olarak 45000 TL ödediğinin dosya arasına alınan banka kayıtları ile sabit olduğu, söz konusu satış bedelinin mahkemece tespit edilen değerle uyumlu olduğu ve davalı ... ve ... arasında yapılan trampa anlaşmasında da devredilen hisse ederlerinin birbirlerine uygun olduğu böylece yapılan satışların gerçek ivaz karşılığı yapılan bir satış olduğu anlaşıldığı, davacı tarafından İİK"nun 278.,279. ve 280. maddelerinde düzenlenen iptal sebeplerinin usulünce ispatlanamandığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1.Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebepler gereğince karar verilmiş bulunmasına, davalı ...’ın dava konusu taşınmazı raiç bedelden aldığı ve borçlu ile akrabalığı veya yakınlığı olduğunun ispatlanmamış bulunmasına göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2.Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu
    hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK. m. 281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Mahkemece, davalı ... yönünden dava konusu taşınmazın taksim sonucu devredildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
    Davalı borçlu ve kardeşi davalı ... dava konusu taşınmazların murisleri babalarından kaldığını, taksim sonucu devirlerin gerçekleştiğini ileri sürmüşlerdir.Ancak murislerinden kalan taşınmazların neler olduğu, bu taşınmazları ne şekilde taksim ettikleri yönünde bir açıklama yapmadıkları gibi dava konusu sadece 3 taşınmazın taksim edildiği gibi bir sonuç yaşam deneyimlerine uygun olmadığı gibi, tapu kayıtlarında taksim konusunda bir açıklama olmayıp
    işlemler satış sureti ile gerçekleşmiş olup, örneğin tapuda dava konusu 278 parsel nolu taşınmazdaki davalı ... hisse bedelinin borçlu tarafından alındığına ilişkin bir kayda da rastlanmamıştır.
    Bu halde, davalı ... ile ... arasındaki tasarrufun İİK"nun 278/3-1 maddesi gereğince kardeşler arasında tasarruf olup bağış niteliğinde olduğundan iptaline karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 28/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara