Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4385 Esas 2020/824 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4385 Esas 2020/824 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/4385
Karar No : 2020/824
Karar Tarihi : 06/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4385 Esas 2020/824 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/4385 E.  ,  2020/824 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4 Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu, davalıya trafik sigortalı aracın tek taraflı kazasında yaralandığını, kafatası ve boyun kırığı sebebi ile tedavisinin hala devam ettiğini açıklayıp maddi tazminat talebinde bulunmuştur.
    Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunarak davanın reddini savunmuştur.
      İlk derece mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını, tedavisinin hala Hacettepe Üniversitesinde devam ettiğini açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, davalı vekilince zamanaşımı definde bulunulmuş, mahkemece davanın zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda kaza 02.07.2007 tarihinde gerçekleşmiş, dava ise 13.06.2017 tarihinde açılmıştır.
    Bazı hallerde, zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterlidir.
    Buna karşılık ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır. (HGK, 15.11.2000 gün ve: 2000/21-1609 K: 2000/1699, 4.HD 13.05.1980 gün ve 1980/3493-6206 sayılı; 26.01.1987 gün, 1986/7532 esas, 1987/485 karar sayılı kararı).
    Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durumun sona ermesinden itibaren zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekir. Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
    Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceğinin zamanaşımı tarihinin başlangıç tarihinin tespiti açısından önemlidir.
    Davacı vekili müvekkilinin tedavisinin hala Hacettepe Üniversitesinde devam ettiğini belirttiğine göre, mahkemece davacının tedavisine ilişkin tüm belgeler getirtilerek, davacının yaralanması nedeniyle tedavileri tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konusunda rapor alınmalıdır. Mahkemece bu hususta gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra gelişen durumun varlığı olup olmadığı da dikkate alınarak zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının tartışılmak ve ve hasıl olacak sonuca göre zamanaşımı defi hakkında olumlu/olumsuz bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine, kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara