Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3534 Esas 2020/1564 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3534 Esas 2020/1564 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/3534
Karar No : 2020/1564
Karar Tarihi : 17/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3534 Esas 2020/1564 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/3534 E.  ,  2020/1564 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı-Karşı davalı vekili, davacıya ait ... plakalı araç ile davalılardan ..."a ait, ..."nin kullandığı ... plakalı aracın karıştığı kazada davacının aracında tamir ücreti, işçilik bedeli ve değer kaybı olmak üzere toplam 12.325,00 TL"lik hasar oluştuğunu, bu hasar bedelinden kusur ile orantılı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00 TL maddi ve yaralanması nedeniyle 15.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini, tazminatın sigorta şirketi yalnızca maddi tazminat yönünden ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla, kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar-karşı davacılar ... ve ... vekili, davacının davasının reddini talep etmiş, karşı dava ile müvekkile ait ve daha önceden hiçbir hasarı bulunmayan araçta davaya konu kaza sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.750,00 TL"lik hasar ve 1.000,00 TL değer kaybı oluştuğunu, aracın tamiri için gerekli süre içerisinde müvekkilin aracı kullanamadığı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 300,00 TL talep ettiklerini, ... için 10.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini belirterek, tazminatlara kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı ..."nın açtığı davanın kısmen kabulüne, 2.375,00 TL maddi tazminatın davalı ... yönünden poliçe limiti ile sınırlı olarak ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 17.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar ... ve ..."tan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karşı davacı ... ..."nin manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte karşı davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karşı davacı ..."ın maddi tazminat isteminin kabulüne, 8.050,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 17.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte karşı davalı ..."dan alınarak adı geçen davacıya verilmesine dair karar verilmiş; hükmün davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18/03/2010 tarihli ve 2009/8946 Esas, 2010/2380 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
    Bozmadan sonra açılan, birleşen ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/598 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, çift taraflı kaza sonucu, karşı araç malikinin müvekkilinin ... poliçesini düzenleyen ... Sigorta A.Ş. firmasından araç hasarı nedeniyle 28.04.2008 tarihinde 3.771,07 TL aldığını, belirterek ... 4. İcra Müdürlüğünün 2009/6470 sayılı dosyasındaki borcun 3.771,06 TL"lik ana alacak kısmından dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davalılar vekili, müvekkilinin gerçek zararının 12.500,00 TL olduğunu, 6/8 oranına göre 9.375,00 TL olduğunu, bu nedenle müvekkilinin karşı taraftan alacağı gerçek zararının mahkemece ilk davada hüküm altına alınan 8.050,00 TL mahsup edildiğinde 1.325 TL olduğunu, davacı tarafın sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin 1.325,00 TL asıl alacak ile faizi ve ferilerine sayılıp mahsup edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı ..."nın açtığı davanın kısmen kabulüne, 2.375,00 TL maddi tazminatın davalı ... yönünden poliçe limiti ile sınırlı olarak ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 17.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar ... ve ..."tan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karşı davacı ... ..."nin manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte, karşı davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karşı davacı ..."ın maddi tazminat isteminin kabulüne, 8.050,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 17.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte karşı davalı ..."dan alınarak adı geçen davacıya verilmesine, araç mahrumiyet kaybı olarak hesaplanan 240,00 TL"nin tarafların kusuru oranına göre kısmen kabulü ile 180,00 TL"sinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına dair karar verilmiş; hüküm davalı-karşı davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 Sayılı HMK."nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK."nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır.
    Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davacı-karşı davalı ... lehine hükmedilen 1.000,00 TL manevi tazminata dair karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı-karşı davacılar ... ve ... vekilinin davacı ... lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; daha önce temyize konu edilip incelenen ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin mümkün olmamasına göre; davalı-karşı davacılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Asıl dava ve karşı dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Birleşen dava ise, asıl davada davalı-karşı davacı tarafından başlatılan ilamlı icra nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Somut olayda, asıl davada davalı-karşı davacı maddi tazminat olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.750,00 TL hasar bedeli, 1.000,00 TL değer kaybı ve 300,00 TL mahrumiyet zararı talep etmiş, mahkemece 07.05.2009 tarihli karar ile davalı-karşı davacının maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı tarafından ... 4. İcra Müdürlüğünün 2009/6470 sayılı dosyası ile ilamlı takip başlatılmıştır. Mahkemenin 07.05.2009 tarihli kararı davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davalılar tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce 18.03.2010 tarihli ve 2009/8946 E, 2010/2380 K sayılı ilamı ile davalı-karşı davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı-karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davalı-karşı davacılar vekilinin talep ettiği araç hasarı ve mahrumiyet zararları konularında kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bu kez de 05.04.2010 tarihinde açılan birleşen dava ile davacı vekili, asıl davada davalı-karşı davacının araç hasar bedeline ilişkin müvekkilinin ... poliçesini düzenleyen ... Sigorta A.Ş."den 28.04.2008 tarihinde 3.771,07 TL tahsil ettiğini, dolayısıyla mükerrer olarak talepte bulunduğunu iddia ederek ilamlı takipte borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, mahkemece davaların ve verilen kararların kronolojik sıralaması dikkate alınmadan, birleşen dava konusunda bozma ilamında değerlendirme yapılmadığı şeklindeki yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçe ile temyize konu 18.02.2014 tarihli karar ile birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    2004 sayılı İİK"nun İcranın Geri Bırakılması başlıklı 33. maddesinin 1. fıkrasında "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içerisinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re"sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.", aynı maddenin 4. fıkrasında "Borçlu olmadığı parayı ödemek mecburiyetinde kalan borçlunun 72. madde mucibinde istirdat davası açarak paranın geri verilmesini istemek hakkı saklıdır." hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca İİK"nun İcranın İadesi başlıklı 40. maddesinde ise "İlamın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. Bir ilam hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur. Ancak üçüncü kişilerin hüsnüniyetle kazandıkları haklara halel gelmez." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalara göre, ilamlı takibe karşı paranın ödendiğine ilişkin yapılabilecek itirazlar kanunda düzenlenmiş olup, bunlar arasında ilama karşı menfi tespit davası açılması yer almamaktadır. Borçlu, icra emrinin tebliğinden önceki ödemeyi icranın geri bırakılması prosedürünü işleterek ileri sürebilecek; borçlu olmadığı parayı ödemek durumunda kalan borçlu istirdat davası açabilecek; mahkemece verilen kararın bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından bozulması durumunda da icranın iadesini isteyebilecektir.
    Bu durumda, mahkemece yapılması gereken birleşen davada davacı vekilinin, müvekkilinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı tarafından davalıya yapıldığını iddia ettiği 3.771,07 TL hakkında araştırma yapılarak, ilgili sigorta şirketinden hasar dosyası getirtilerek asıl davada davalı-karşı davacılar tarafından talep edilen maddi tazminat kalemlerinin buna göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-karşı davacılar vekilinin davacı-karşı davalı ... lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacılar ... ile ..."ye geri verilmesine 17/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara