Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3488 Esas 2020/2231 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3488 Esas 2020/2231 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/3488
Karar No : 2020/2231
Karar Tarihi : 27/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3488 Esas 2020/2231 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/3488 E.  ,  2020/2231 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davanın davacılar vekili ile asıl davanın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, davacıların desteğinin sevk ve idaresindeki araç ile davalıların sürücüsü ve işleteni olan aracın çarpışması sonucu yaşanan kazada desteğin vefat ettiğini belirterek her bir davacı için 1000,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı ... için 30.000,00 TL, davacı ... için ise 15.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada ise, desteğin annesi, karşı aracın trafik sigortacısına karşı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik bilirkişi raporunda tespit edilen 78.394,85 TL destekten yoksun kalma tazminatını talep edilmiş ve davacının meydana gelen kazada 3. kişi konumunda olduğunu kusur indirimi yapılmaksızın ödeme yapılmasını talep etmiştir.
    Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna, bozma ilamına göre; A- 2014/438E. sayılı dosya yönünden, mahkememizin birleşen 2016/488 esas dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davanın destekten yoksun kalma tazminatı bakımından davacı ... için kabulü ile 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 29.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, Davacı ... ... için destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddine,manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 2.000,00 TL, ... ... için 1.000,00 TL manevi tazminatın, toplam 3.000,00 TL manevi tazminatın 29.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
    B-Birleşen dosya 2016/488E. sayılı dosya yönünden,
    Mahkememizin birleşen 2014/438 Esas dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla,Davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulü ile 33.398,15 TL"nin 15.11.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... Sİgorta A.Ş"den alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davanın davacılar vekili ile asıl davanın davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve bozma ilamı gereğince karar verilmiş bulunmasına göre asıl davanın davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları ile asıl ve birleşen davanın davacılar vekilinin asıl dava kapsamında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Birleşen dosyada, davacı taraf, davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile desteğinin sevk ve idaresindeki aracın karıştığı kazada ölümü nedeniyle ve zarar gören 3. kişi sıfatıyla destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmaktadır. Davacının talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacının ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak ve desteğin kusuru onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca). Bu durum karşısında; davacının, zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, davacı desteğinin kazadaki kusurunun davacıya yansıtılamayacağı, kazaya karışan karşı aracın ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigortacının zarardan sorumlu olduğu gözetilerek değerlendirme yapılması gerekir.
    Mahkeme tarafından yaptırılan kusur incelemesinde, davacılar desteğinin kazada %75 ve kazaya karışan karşı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu saptanmış; bozmadan sonra aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ile kusur indirimi yapılarak hesap edilmiş, netice olarak mahkemece kusuru indirilmek suretiyle bulunan 33.398,15TL destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmiştir.
    KTK"nın 88. maddesindeki "Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur" düzenlemesi ile birden fazla kişinin zararı tazminle yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumluluk ilkesi benimsenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 61. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 51.) maddesindeki "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" düzenlemesine göre de, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacı zararın tamamını, isterse sorumluların hepsinden isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı, açıkça kusur oranında sorumluluğa karar verilmesini istemediğine göre, davacının desteğinin de kusurunun bulunması davalı sigortacının müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
    Açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre mahkemece; zarar gören 3. kişi konumunda olan davacının maddi zararının belirlenmesinde, desteğin kazadaki kusurunun davacılara yansımayacağı; KTK"nun 88. maddesindeki müteselsil sorumluluk ilkesinin sonucu olarak, kazaya karışan karşı araç sürücüsünün kazadaki kusurunun da davacının sıfatı nedeniyle davacıya yansıtılamayacağı; zarardan müteselsilen sorumlu olan davalı sigortacının ödeme yaptıktan sonra diğer müteselsil sorumlulara rücu hakkını kullanabileceği hususları gözönünde bulundurularak, herhangi bir kusur indirimi yapılmaksızın hesaplanan tazminatın (davalı sigortacının poliçe limiti dahilinde) hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davanın davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları ile asıl ve birleşen davanın davacılar vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davanın davacılar vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 204,93 TL kalan onama harcının temyiz eden asıl dava davalılarından alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dava davacılarına geri verilmesine 27/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara