Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2707 Esas 2020/2202 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2707 Esas 2020/2202 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/2707
Karar No : 2020/2202
Karar Tarihi : 26/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2707 Esas 2020/2202 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2707 E.  ,  2020/2202 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davası hakkındaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre takibe geçildiğini, öncelikle 13.maddeye göre ihtiyati haciz uygulaması yapıldığını, bilahare davalı borçlu ..."e, ödemeye çağrı mektubu gönderildiğini ve bir aylık süresi içinde ödeme yapılmaması üzerine ödeme emri düzenlenerek tebliğe gönderildiğini, davalı borçlu ..."in mal varlığının araştırılması sırasında İstanbul İli, ... İlçesi, ... sokağında kain 93 pafta, 543 ada, 29 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı iken, 21/10/2013 tarihinde 100.000.000.000 TL. bedelle diğer davalıya devredildiğinin tespit edildiğini, yapılan devrin kamu alacağının tahsilini engellemeye yönelik olduğunu iddia ederek taraflar arasında gerçekleştirilen tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... (Küpeli), muvazaa iddiasının gerçek dışı olduğunu iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., gayrimenkul satışında muvazaa olmadığını, tasarrufun iptali davanın dayanağını oluşturan ödemeye çağrı mektubu ile ödeme emrinin iptali için idari yargıda dava açtığını, her iki işlemin de iptal edildiğini iddia ederek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer ../...
    olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf taleplerinin HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
    Bu tür davaların görülebilmesi için borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı Yasanın 30. maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır.
    Somut olayda, mahkemece tasarrufun iptali davasının dayanağını oluşturan ödemeye çağrı mektubu ile ödeme emrinin idare mahkemesi tarafından iptal edilip buna ilişkin kararların kesinleştiği gerekçesiyle konusu kalmayan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Ödemeye çağrı mektubu ile ödeme emrinin iptali neticesinde yasaya göre sadece tasarrufun iptali için gerekli olan ve tamamlanabilen dava şartı ortadan kalkmıştır, davalılar arasında yapılan tasarruf için şartları oluştuğunda hak düşürücü süre içinde iptal davası açılabilecektir.
    Buna göre, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetli değildir.
    2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara