Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1817 Esas 2020/246 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1817 Esas 2020/246 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/1817
Karar No : 2020/246
Karar Tarihi : 29/01/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1817 Esas 2020/246 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/1817 E.  ,  2020/246 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davacı vekilinin ve davalı ...’in istinaf başvurularının esastan reddine, davalılar ... ve ...’in istinaf başvurularının kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkilinin ... Liman Başkanlığı Gemi Sicil Memurluğunda ... sicil numarasında kayıtlı olan ... isimli gemiyi 17.06.2010 tarihinde davalılardan ..."e satarak devrettiğini, davalı ..."in satım işleminden kaynaklanan borcunun bir kısmını ödediğini, bir kısmı içinde 10.06.2012 vade tarihli 60.000,00 TL bedelli senet verdiğini, senet borcunun ödenmemesi üzerine davalı ... hakkında icra takibi başlattığını ve geminin haczinin talep edildiğini, ancak geminin takipten 10 gün önce 16.04.2013 tarihinde eniştesi davalı ..."e bedelsiz devredildiğini, ... tarafından da bedelsiz olarak 25.02.2015 tarihinde davalı ..."e devredildiğini, davalılarca ... isimli gemi üzerinde batıl tasarruflarda bulunulduğunu belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptali ile söz konusu gemi üzerinde cebri icra yapabilme yetkisinin tanınmasını talep etmiştir.
    Davalılar ..., ... ve ... vekili, dava açma süresinin tasarruf işleminden sonraki bir ve iki yıl içerisinde haciz, haczedilecek mal bulunmaması nedeniyle aciz veya iflasın açılması gerektiğini, icra dosyasının incelenmesinde bu süreye riayet edilmediğinin anlaşılacağını, öncelikle süre yönünden davanın reddi gerektiğini, geminin ... tarafından ..."e satıldığını, satış bedelinin ise kredi çekmek suretiyle ve banka havalesiyle ... ad ve hesabına yatırıldığını, iddia edildiği gibi bedel alınmadan yapılmış bir satış ya da devrin olmadığını beyanla, açılan davanın reddini savunmuştur.
    Yargılama sırasında gemi beşinci kişi ..."e satılması üzerine davacı vekili tarafından ... davaya davalı sıfatıyla dahil edilmiş, davalı ..., iyiniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23/03/2017 tarih, 2016/416-2017/205 sayılı ilamında toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın davalılar ..., ... ve ... yönünden kabulü ile geminin bilirkişice belirlenen değeri olan 750.000,00 TL (Trabzon 2. İcra Müdürlüğünün 2013/5304 sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer"ilerini geçmemek üzere) tazminat ile müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına, davanın dahili davalı ... yönünden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Samsun Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin ve davalı ...’in istinaf başvurularının esastan reddine, davalılar ... ve ...’in istinaf başvurularının kabulü ile Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/416 E.-2017/205 K. ve 23/03/2017 tarihli kararının kaldırılmasına, davanın yeniden esası hakkında hüküm kurulmasına, buna göre davanın kabulü ile davanın davalılar ..., ... ve ... yönünden kabulü ile geminin bilirkişice belirlenen 750.000,00 TL tazminat değerinin 25/02/2015 tarihindeki değeri olan 630.000,00 TL"sinden davalı ... ve ..."in müştereken ve müteselsilen, geriye kalan 120.000,00 TL"sinden ise ..."in (Trabzon 2. İcra Müdürlüğünün 2013/5304 sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer"ilerini geçmemek üzere) sorumlu tutularak davalı ... ve ..."den alınarak davacıya verilmesine, davanın dahili davalı ... yönünden reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ...,... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK"nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı 3.073,95 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ..., ... ve ..."den alınmasına 29/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara