Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/172 Esas 2020/1595 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/172 Esas 2020/1595 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/172
Karar No : 2020/1595
Karar Tarihi : 17/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/172 Esas 2020/1595 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/172 E.  ,  2020/1595 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davaların kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı ... şirketi vekili, davacıya "birleşik kasko sigorta poliçesi” ile sigortalı araç ile dava dışı ölü ..."ün sürücüsü ve davalı ölü..."un maliki olduğu aracın çarpışması sonucunda meydana gelen kazada müvekkile kasko sigortalı aracın hasar gördüğünü, karşı aracın şerit ihlali yaptığını ve %100 kusrlu olduğunu, müvekkil şirketin sigortalısı Esas Petrol Nakliyat San. ve Tic. A.Ş"ye araç hasar bedeli olarak 76.260,49 TL ödeme yaptıklarını, bunun 50.000,00 TL"sini karşı aracın ..."sinden tahsil ettiklerini, ancak bakiye kısmı için rücu haklarının doğduğunu belirterek bakiye 26.260,00 TL"nin ödeme tarihi olan 17.02.2014 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ölü işleten ..."ün mirasçılarından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemenin, davanın usulden reddine ilişkin kararı, dairemizin 13/04/2017 tarih 2016/5241 esas 2016/4712 karar sayılı ilamı ile ".. davalı ..."ün 24.07.2013 tarihinde vefat ettiği, davacı ... şirketinin davalının vefat ettiğinden haberdar olduğu dava dilekçesinde açıklayarak davayı mirasçılarına yönelttiklerini belirttiği ve davalının mirasçılarının tespiti ve veraset ilamının çıkarılması için yetki belgesi verilmesi talebinde de bulunduğu, hal böyle olunca, davacı ... şirketinin davalının ölü olduğunu bildiği ancak davayı mirasçılarına karşı yönelttiği ve mirasçılarının tespiti için yetki talep ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacının ölü kişiye karşı dava açmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediği" gerekçesi ile bozulmuş, bozmadan sonra davanın kısmen kabulü ile 24.961,83 TL"nin 17/02/2014 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK"nun 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasınıda içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez.Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
    Savunma hakkını güvence altına alan T.C Anayasası"nın 36. maddesinde de buna paralel düzenleme bulunmaktadır.
    Eldeki dosyada; hesap raporunun davalılara tebliğ edilmediği, yasal beyan sürelerinin dolması beklenilmeksizin dosyanın karara çıktığı görülmüştür.
    Bu durumda mahkemece bilirkişi raporunun davalı taraflara tebliği ile hesap raporuna karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanması doğru değildir. Bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
    2-Eldeki dava dosyasında; 26.09.2017 tarihinde kararın verildiği celseye davalı ..."nın katılmadığı, davalı vekili tarafından bekletme dilekçesi sunulduğu, mahkemece dilekçenin tutanağa geçmemiş olması, mazeretinin kabulü halinde duruşmaya gelip davaya takip edebilme ihtimali olan davalı vekilinin duruşma saatinden önce mahkemeye ulaşan mazeret dilekçesinin kabulü konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yargılamaya son verilmesi savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
    3-Bozma sebep ve şekline göre davalı ... vekilinin ve davalı ..."ın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ile ..."a geri verilmesine 17/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara