Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/2027 Esas 2021/2890 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/2027 Esas 2021/2890 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2021/2027
Karar No : 2021/2890
Karar Tarihi : 17/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/2027 Esas 2021/2890 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2021/2027 E.  ,  2021/2890 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacı vekili, ... Bankası A.Ş. ile müteveffa ... arasında imzalanan üç adet kredi sözleşmesi uyarınca mütevaffa ile üç adet hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, ..."ın vefat etmesi sebebiyle davalı şirkete başvuru yapıldığını, başvurunun reddedildiğini belirterek 41.539,68 TL maddi tazminatın davaıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili başvurunun reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun reddine karar verilmiş, davacı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davacı vekili tarafından yapılan itirazın kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kalıdırılarak 41.538,68 TL"nin 06/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Başvuru, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    1- Müteveffa ... ile davalı arasında 28/11/2016, 09/06/2017 ve 06/12/2017 başlangıç tarihli üç adet hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş olup poliçelerin düzenlenmesinden sonra sigortalı ... 14/04/2018 tarihinde vefat etmiştir.
    Poliçenin tanzim edildiği ve rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 1435. maddesi ile sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki
    sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü düzenlenmiştir. Sigorta hukukuna ilişkin genel düzenleme mahiyetinde olan bu hüküm, hayat sigortalarında da uygulanmaktadır.
    6102 sayılı TTK"nun 1435. maddesinde "Sigorta ettiren, sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır" denilmek suretiyle; sigorta ettirenin, sözleşmenin kurulması sırasındaki doğru beyan yükümlülüğünün kapsamı düzenlenmiştir.
    Gerek TTK"nun 1435. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya herhangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
    Dosya kapsamındaki tedavi evraklarında; sigortalı ..."a 20/11/2014 tarihinde lösemi tanısı konulduğu, söz konusu hastalığın davalı sigortaya bildirilmediği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında alınan doktor bilirkişi raporuna göre de ölümü ile hastalığı arasında illiyet bağının bulunduğu tespit edilmiştir.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; sigorta sözleşmelerinin karşılıklı iyiniyet ve güven esasına dayalı olarak kurulan sözleşmeler olduğu; güven ve iyiniyet ilkesi ile yasal düzenlemeler (TTK 1435 ve devamı md. - eski TTK.1290 md.) gereği, sigorta yaptıranın önemli tüm hususları poliçenin tanzimi sırasında sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğu; sigortalının poliçe tanziminden önce ve sırasında ölüme sebep olan hastalığının sigortacıya bildirmeyerek beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı hususları dikkate alınmak ve değerlendirmek suretiyle itiraz hakem heyetince karar verilmesi gerekirken; hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 17/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara