Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9215 Esas 2021/1930 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9215 Esas 2021/1930 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/9215
Karar No : 2021/1930
Karar Tarihi : 24/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9215 Esas 2021/1930 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/9215 E.  ,  2021/1930 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.02.2021 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili sigorta tahkim komisyonu başvurusunda, 15.03.2017 tarihinde, davacının yolcu olduğu davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı çift taraflı kazada yaralanarak malul kaldığını beyanla, belirsiz alacak olarak 49.000,00 TL kalıcı işgöremezlik, 1.000,00 TL geçici işgöremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, kalıcı işgöremezlik tazminatı talebini 330.000,00 TL"ye, geçici işgöremezlik talebini 27.150,00 TL"ye artırmıştır.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince tüm dosya kapsamına göre; başvurunun kabulü ile sürekli işgöremezlik için 330.000,00 TL, geçici işgöremezlik için 27.150,00 TL"nin 31.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsili ile başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş, davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, davalı vekilinin itirazının kabulü ile başvurunun usulden reddine karar verilmiş; itiraz hakem heyeti kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
    2-Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
    3-Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesini içermektedir.
    2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun "Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı" başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
    Somut olayda kaza tarihi 15.03.2017 olup davacı tarafça 18.01.2018 tarihinde davalı ... şirketine başvurulup, 06.02.2018 tarihinde de eldeki tahkim dosyasında davalı tarafça zararın tazmini talep edilmiştir. Uyuşmazlık hakem heyetince başvurunun kabulüne dair verilen karara davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem heyetince, UHH kaldırılması ile KTK ve Genel şartlar uyarınca Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor ile başvuru yapılmadığı gerekçesiyle başvurunun usulden reddine karar verilmiştir. Eldeki dava HMK"nın yürürlüğünden sonra açılmıştır. HMK"nın 114. maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklindeki düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK"nın 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası "Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu" belirtilmiştir. Dairemiz uygulamalarında sigorta davalarında örneğin dain-mürtehinden muvafakat alınması, İİK"nin 277. maddesinden kaynaklanan davada "aciz belgesi" gibi dava şartı ibrazı olarak kabul edilen hususlar bu eksiklik varsa dava usulden red edilmemekte bu eksiklik tamamlatılmaktadır. Somut olayda da; KTK"nın 97. maddesindeki başvuru koşulları arasında Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor ile sigortacıya başvuru koşulu söz konusu olmadığı, davacı tarafça sigorta şirketine 18.01.2018 tarihinde başvurulduğu, yanı sıra yukarıdaki düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda da yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, İtiraz Hakem Heyetince, davalı vekilinin anılan yöne ilişkin itirazlarının reddi ile sair itirazlarının incelenmesi ve talepte alınması gerekli sağlık raporu aldırılması sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile HMK"nın 30.madde hükmü gözetilmeden ve hak arama özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birisi olup yine bunlardan birisi olan mahkemeye erişim haklarını engeller biçimde düzenlendiği anlaşılan KTK 97. madde değişikliğindeki madde gerekçesinde gösterilen "yargının yükünün hafifletilmesi" gibi kamu yararı barındırmayan Yasa değişikliği gerekçe gösterilerek ve de eksik yorumlanarak yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 3.050,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara