Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/76 Esas 2021/788 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/76 Esas 2021/788 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/76
Karar No : 2021/788
Karar Tarihi : 04/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/76 Esas 2021/788 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/76 E.  ,  2021/788 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkilinin geçirdiği trafik kazası nedeni ile yaralanması sonucu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında eksik ödenen 500,00 TL, Karayolu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası kapsamında eksik ödenen 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıya ödeme yaptıklarından dolayı sorumluluklarının kalmadığını, temerrüde düşmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 26.09.2008 tarihinde ... plakalı yolcu minibüsünde bulunduğu sırada bu aracın tek taraflı kaza yaptığı, davacının yaralandığı, aracın sigortasız olduğu, davacının 05.05.2011 tarihinde 12.063,00 TL tutarında bir bedeli davalıdan tahsil ettiği, zararının daha fazla olduğu gerekçesiyle iş bu davayı açtığı ancak maluliyet oranı ve hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu birlikte değerlendirildiğinde daha önce yapılan ödemeden daha fazla olacak şekilde davacının herhangi bir zararının söz konusu olmadığı, gerçekleşen zararının dava açılmasından önce karşılandığı, iddialarını ispatlayamadığından davanın reddine
    karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Daire’nin 2015/17331 E. 2018/9580 K. sayılı 24.10.2018 tarihli bozma ilamında özetle; “Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, davadan önce 11.05.2011 tarihinde yapılan ödemeyi rapor tarihi olan 09.03.2015’e kadar güncelleme yaparak hesap yapılması gerekirken, hatalı ve yanılgılı değerlendirme ile ödeme tarihi ile 31.12.2015 tarihi arasında güncelleme yaparak rapor tanzimi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece, bilirkişiden davadan önce yapılan ödemenin rapor tarihine kadar güncelleme yapılacak şekilde ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile 69.000,00 TL"nin 11/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkeme tarafından bozmadan önce yürütülen yargılamada alınıp hükme esas kabul edilen 09.03.2015 tarihli aktüerya raporunda, davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenmesi sonucunda bakiye zarar kalmadığı belirtilmiş; Mahkemece bu rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizin bozma ilamıyla, davadan önce 11.05.2011 tarihinde yapılan ödemeyi rapor tarihi olan 09.03.2015’e kadar güncelleme yaparak hesap yapılması gerekirken, hatalı ve yanılgılı değerlendirme ile ödeme tarihi ile 31.12.2015 tarihi arasında güncelleme yaparak rapor tanzimi doğru değildir, gerekçesiyle hüküm davalı yararına bozulmuştur.
    Bozma kapsamında yürütülen yargılamada; 15.03.2019 tarihli aktüerya raporunda rapor tarihine göre ve asgari ücrete göre bakiye zarar 12.524,19 TL olarak hesaplanmış, itiraz üzerine davacı tarafça dosyaya sunulan bordrolara göre yeniden hesaplama yapılarak zarar 69.035,25 TL olarak bulunmuş ve Mahkemece bu miktara karar verilmiştir. Maddi tazminat hesabı için yeniden alınan 15.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda; ilk rapor tarihindeki verilere göre tespit edilen yeni gelir (asgari ücretin yaklaşık 3 katı) üzerinden hesaplama yapılmış; Mahkeme tarafından bu raporda hesaplanan tazminat miktarı hüküm altına alınmıştır.
    Oysa; Daire’nin 24.10.2018 tarihli ilamı ile davadan önce yapılan ödemenin rapor tarihine kadar güncelleme yapılarak, hesaplanan tazminattan mahsubu ile bakiye zararın belirlenmesi yönünde ilk karar bozulmuştur. Bozma ilamının kapsamı; davacı tarafın ilk kararı gelir tespiti yönünden temyiz etmediği, asgari ücrete göre yapılan hesaplamaya itiraz etmediği ve ilk hükme esas alınan 09.03.2015 tarihli hesap raporuna itirazlarında “davacının alacağının 16.940,26 TL olduğu, ödenen 12.063,0TL’ye ödeme tarihinden itibaren yasal faizi hesaplanarak 16.940,26TL’den mahsup edilerek bakiye alacağın belirlenmesi gerektiği” yönündeki beyanı, bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında 08.04.2013 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında, benimsenen aktüer raporu hükme esas almaya elverişli değildir.
    Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; bozma öncesindeki ilk hükme esas alınan 09.03.2015 tarihli rapor yönünden davalı lehine oluşan kazanılmış hakkın korunmasını temin etmek üzere; davadan önce 11.05.2011 tarihinde yapılan ödemeyi rapor tarihi olan 09.03.2015’e kadar güncelleme yaparak tazminatın hesaplanması için, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara