Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/5666 Esas 2021/2342 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/5666 Esas 2021/2342 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/5666
Karar No : 2021/2342
Karar Tarihi : 08/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/5666 Esas 2021/2342 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/5666 E.  ,  2021/2342 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle, asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Asıl davada, davacı vekili; davalıların maliki ve sürücüsü olduğu trafik sigortasız traktörün sebep olduğu kazada yaralanan ... için ödenen 26.256,60 TL. maddi tazminatın rücuen tahsili için yapılan takibe davalıların itiraz ettiklerini belirterek, itirazın iptalini ve % 40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Birleşen davada, davacı vekili; asıl davaya konu kazada yaralanan ... için ödenen 60.922,66 TL. maddi tazminatın tahsili için yapılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini ve % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, davalının işleten sıfatı bulunmadığını, kazaya karışan traktörün 2000 yılında satış vekaletnamesi ile araç alım satımı yapan dava dışı kişiye bırakıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile araç tescil maliki olarak görünen davalı ..."ın, aracını satmak üzere 2000 yılında dava dışı ..."ya vekalet verdiği, davalı ..."ın araç üzerinde fiili tasarrufunun bulunmadığı, davalı ..."ın aracı işlettiğini davacının ispat edemediği, bu bakımdan davalı ..."ın işleten sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın davalı ... yönünden reddine; asıl davada ... yönünden davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacak üzerinden 10.458,80 TL. icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 22.01.2015 tarih, 2013/13433 Esas ve 2015/858 Karar sayılı ilamı ile; "mahkemece, davalı ..."ın işleten sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle adı geçen davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkeme hükmüne dayanak teşkil eden, satış yetkisi veren vekaletname uyarınca herhangi bir satış işlemi yapılmadığı ve halen trafik tescil kaydında davalı ..."ın adının geçtiği; hem 2918 sayılı KTK"nın 20/d bendinde belirtilen yöntemle resmi bir satış işleminin yapılmamış olması, hem de maddi ölçüte göre araç tescil malikinin işleten olduğu karinesini değiştirecek, üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte delillerin davalı ... tarafından ortaya konulması gerekirken bu yönde herhangi bir delil ortaya konulamamış olması dikkate alınarak, bu davalı yönünden de işin esası incelenip bir karar verilmesi gerekirken, yalnızca tanık beyanına göre yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulü ile davalıların takibe itirazlarının iptaline, takibin 26.147,00 TL. asıl alacak, 109,60 TL. işlemiş faiz, 248,05 TL. ihtiyati haciz vekalet ücreti ve masrafı yönünden (asıl alacağa takip tarihinden işleyecek faizi ile birlikte) tahsili şeklinde takibin devamına, asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsiline; birleşen davanın kısmen kabulü ile, davalının takibe itirazının kısmen iptaline, takipte belirtilen 8.000,00 TL. asıl alacak, 856,57 TL. işlemiş faiz, 587,70 TL. yargılama gideri, 1.200,00 TL. vekalet ücreti yönünden (asıl alacağa takip tarihinden işleyecek faizi ile birlikte) tahsili şeklinde takibin devamına, asıl alacağın %20"s i oranında icra inkar
    tazminatının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Asıl ve birleşen dava, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14/2-b maddesi ile Güvence Hesabı Yönetmeliği"nin 9/1-b maddesi gereği, dava dışı 3. kişilere maluliyet tazminatı ödeyen davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; araç maliki olan davalı ..."ın, araç üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığını ispat edemediği gerekçesiyle işleten sıfatıyla zarardan sorumlu olduğu kabul edilerek, bu davalı bakımından da davanın kabulü yönünde hüküm tesis edilmiştir.
    Oysa; davalı ... tarafından, aracını kazadan önce satıp teslim ettiğini iddia ettiği dava dışı ... aleyhine açılan "mülkiyetin tespiti" istemli davanın Kırıkhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2017/296 E.- 2019/65 K. sayılı dosyasında görülüp sonuçlandığı; anılan davada, kazayı yapan davalı traktörünün 08.08.2002 tarihinden beri zilyetliğinin ve mülkiyetinin aracı haricen satın alan ... adlı kişide olduğuna karar verildiği; bu kararın, 4. Hukuk Dairesi"nin 03.06.2020 tarih, 2019/3278 E.- 2020/1545 K. sayılı ilamı ile onanarak, karar düzeltme süresinin de geçmesiyle 09.09.2020"de kesinleştiği görülmektedir.
    Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; davaya konu kazayı yapan trafik sigortasız aracın maliki/ işleteninin kazadan yaklaşık 7 yıl önce (08.08.2002 tarihinde) değiştiği ve davalı ..."ın araç maliki/ işleteni sıfatı bulunmadığının, kesinleşmiş mahkeme kararı ile saptandığı da dikkate alınıp, ..."nın bu davalıya rücu hakkının bulunmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre ise; davacının rücu hakkının bulunup bulunmadığı ve rücu edebileceği miktarın belirlenmesi, yargılamayı ve bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirdiğinden (alacak likit olmadığından) icra inkar tazminatına karar verilmesi de doğru değildir.
    2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 08/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara