Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/410 Esas 2021/1442 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/410 Esas 2021/1442 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/410
Karar No : 2021/1442
Karar Tarihi : 17/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/410 Esas 2021/1442 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/410 E.  ,  2021/1442 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki asıl ve birleşen davada davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.02.2021 Salı günü asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davada davalı ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Hükmüne uyulan Dairemizin 23.03.2015 gün, 2013/17937 E- 2015/4627 K sayılı ilamında “.....davalı ...’in davalı borçlunun kardeşi olmasına göre davalı ...’in sair temyiz itirazlarının reddine,
    Makemece; davalı 3. kişi Tijen hakkındaki davanın kabulüne ve 4. kişi ... hakkındaki davanın da reddine karar verildiği halde 3. kişinin bedelle sorumlu tutulmamış olmasından dolayı davalı 3. kişinin temyiz itirazlarının kabulü gerektiği,
    Davalı ...’in davalı 3. kişi ile akrabalığından dolayı davalı borçlunun, alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmemesi nedeniyle de davacı vekilinin temyiz itirazlarınında kabulüne karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere , icranın geri bırakılması kararı verildikten sonra davacı alacaklı tarafından genel mahkemelerde alacak davasının açılmış olmasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davalı ...’in davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişi olduğu gerekçesi ile asıl davada davalı 3. kişi ve davalı borçluyu, birleşen davada da davalı ...’in tazminat ile sorumlu olduğuna karar verilmişse de verilen karar isabetli olmamıştır.
    Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
    Dairemizin bozma ilamına göre; davalı ... ile davalı borçlunun kardeş olduğu, davalı ... ile de davalı ...’in de akraba olduklarının anlaşılmasına göre davalı ...’in davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişi olup olmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, davalı ...’in davalı borçlunun durumunu bilen kişi olduğunun(kötü niyetli olduğunun) anlaşılmasına göre davanın kabulüne, tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesi, davalı ...’in davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişi olduğunun anlaşılamaması(iyi niyetli olması) halinde davalı ... yönünden davanın reddine, davalı 3. kişi Tijen yönünden ise dava konusu gayrımenkulü davalı ...’e devredildiği tarihteki gerçek değeri belirlenerek davalı ...’in tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiş, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davalı ...’in davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunun anlaşılmasına göre asıl ve birleşen dava yönünden davanın kabulü ile davacı alacaklıya dava konusu .... İcra Müdürlüğü’nün 1998/5711
    sayılı dosyasındaki alacak ve ferilerini aşmamak üzere cebri icra yetkisi verilmesi gerekirken, davalı ... ve davalı ... yönünden ayrı ayrı yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 3.050,00 TL vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan asıl ve birleşen davada davalı ..."e verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 17/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara