17. Hukuk Dairesi 2020/3276 E. , 2021/2714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili banka ile davalılardan ... arasında 13/06/2011 tarihinde kredi sözleşmesi imzalandığını, borçlu ..."a kullandırılan kredinin geri ödemesinin en son 07/02/2013 tarihinde yapıldığını, bu ödemeden sonra bankaya hiç bir ödemenin yapılmadığını, bunun üzerine 27/06/2013 tarihinde İzmir 23. İcra Müdürlüğü"nün 2013/7652 sayılı dosyasıyla icra takibine başlandığını, daha sonra yapılan sorgulamalarda davalılardan borçlu ..."ın ... Genel Hizmetler Tic. A.Ş"ne bağlı şoför olarak çalıştığının tespit edildiğini, ilgili kuruma maaş haczinin yazıldığını, yazılan maaş haczine istinaden ... A.Ş. Mali İşler Müdürlüğü"nden gelen yazı cevabına göre davalılardan ..."ın borçlu olduğu ilk sırada İzmir 27. İcra Müdürlüğü"nün 2013/1375 sayılı dosyasının mevcut olduğunu, 93.102,85 TL borç bakiyesinin bulunduğunu, davalının maaşının yarısının kesileceğinin belirtildiğini, bunun üzerine İzmir 27. İcra Müdürlüğü"nün 2013/1375 sayılı dosyasının incelenmesinde borçlunun maaşı üzerinde bulunan hacizlerin 43.650,00 TL ve 38.500,00 TL"lik 2 adet senetten kaynaklandığının ve her iki senedin de alacaklısının davalılardan ... olduğunun öğrenildiğini, davalı ..."in ev hanımı olduğunu, yaşanılan bu durumların hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirterek davanın kabulü ile İzmir 27. İcra Müdürlüğü"nün 2013/1375 sayılı dosyası ile başlatılmış muvazaalı icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkillerinden ..."ın çalışmış olduğu işine ek olarak para kazanma amacı ile diğer davalı ..."den 01/02/2011 tarihinde 82.150,00 TL"lik nakit para aldığını, bu paraları çalıştırıp ödemek üzere 15/10/2011 vade tarihli 43.650,00 TL ve 15/08/2012 vade tarihli 38.500,00 TL"lik iki adet senet verdiğini, senetlerin uzunca bir süre ödenmemesi sebebi ile icra takibine başlandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı ile davalı borçlu aralarında sözleşme düzenleyerek davacının alacaklarının tahsili ayrı bir takvime bağlandığından dava konusuz kalmış olup karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın iptali istenen tasarruftan itibaren beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup
bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır.
Somut olayda, dava dayanağı takip dosyasında İİK"nun 105.maddesinde belirtildiği şekilde borçlu ...’ın adresinde yapılmış bir haciz bulunmadığı gibi İİK"nun 143.maddesinde belirtilen aciz belgesi de sunulmamıştır. Bu durumda, davalı borçlunun aciz hali ispatlanmamış olduğundan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 15/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.