Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3268 Esas 2021/3026 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3268 Esas 2021/3026 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/3268
Karar No : 2021/3026
Karar Tarihi : 22/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3268 Esas 2021/3026 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/3268 E.  ,  2021/3026 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalılardan ..."in müvekkili banka ile dava dışı ... Gıda Ltd. Şti. arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olduğunu, kredinin ödenmemesi sonucu temerrüde düşen borçlular ve müşterek ve müteselsil kefiller hakkında Antalya 4. İcra Müdürlüğü"nün 2009/21964 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, yapılan haciz işlemlerinde ise borçluların borca yeter mallarının haczedilemediğini ancak kefil ..."in ortağı olduğu ve eski adı Tekin Gıda Tic. Paz. Ltd. Şti. yeni adı ise ... Gıda İnşaat Taahhüt Tarım ve Hayvancılık San. Tic. Ltd. Şti. olan şirketteki %27 hissesini 26/12/2008 tarihinde 300.000,00 TL gibi bir bedelle eniştesi ..."a, aynı hissenin 29/12/2008 tarihinde eşi ..."e devredildiğini belirterek bu hisse devrine ilişkin tasarrufun İİK"nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline ve söz konusu hisse üzerinde kendilerine cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili; davalı ..."in hisseyi ..."dan devraldığını ve ..."e husumet yöneltilemeyeceğini, davanın esası bakımından da yerinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; muvazaa iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin kurucu ortağı olduğu şirketin hisselerini kuruluştan itibaren yaptığı gibi gücü yettikçe satın aldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı vekilince aciz vesikası yerine geçmek üzere haciz tutanakları dosyaya sunulmuş ise de borçlular ... ve ... adına kayıtlı taşınmazların haczedildiği, taşınmazların satışının talep edilmediği, dolayısıyla haciz tutanaklarının geçici aciz vesikası olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kati aciz belgesi bulunan alacaklılar ile borçlu iflas etmiş ise iflas idaresi ya da İİK"nun 245 maddesi gereğince iflas idaresi tarafından dava hakkı kendisine devredilen alacaklılar açabilir.
    İflasın açılması, iflas masasına giren mal ve haklarla ilgili bilûmum hukuk davalarını acele olanlar istisna olmak üzere ikinci alacaklılar toplanmasından 10 gün sonraya kadar durdurur. Bu hükmün amacı, iflasın açılması ile tasarruf yetkisi kısıtlanıp yerini iflas idaresi alan alacaklının açtığı davaları devam ettirmekte fayda olup olmadığını tespit bakımından iflas idaresine imkan sağlamaktır. İflas idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının teşekkül etmesi ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. İşte bu nedenle, İİK"nın 194. maddesine göre hukuk davalarının iflasın açılması ile belli bir süre için durması kabul edilmiştir.
    Somut olaya gelince, UYAP kayıtlarından davacı şirketin İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.11.2017 tarih, 2017/41 Esas 2017/942 Karar sayılı ilamı ile iflasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf istemini red ettiği ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 27.01.2020 tarih 2018/1539 Esas-2020/496 Karar sayılı ilamı ile Onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, mahkemece, bir ara kararı ile davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraki bir tarihe kadar durmasına karar verilmesinin gerekip gerekmediği, ayrıca TBK"nun 513 hükümleri gereğince iflasın açılması ile vekilin temsil ve vekalet görevi sona ermiş olması karşısında mahkemece iflas idaresinin usulüne uygun tebligatla davadan haberdar edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra ve davaya devam edip etmeyeceği netleştirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara