Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/239 Esas 2021/846 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/239 Esas 2021/846 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/239
Karar No : 2021/846
Karar Tarihi : 05/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/239 Esas 2021/846 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2020/239 E.  ,  2021/846 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacılar ..., ..., ... ile davalı ...Ş. arasındaki dava hakkında Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29/09/2016 gün ve 2016/189-2016/423 sayılı hükmün Dairenin 23/10/2019 gün 2017/622 2019/9837 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, davalı vekili tarafından süresi içinde kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar murisi ... ile davalı sigorta şirketi arasında 09/05/2007 ve 09/10/2007 tarihli hayat sigorta poliçeleri düzenlenmiş; poliçelerin düzenlenmesinden sonra sigortalı kalp hastalığı nedeni ile 20.02.2008 tarihinde vefat etmiştir.
    Davalı taraf, davacılar murisinin, poliçe tanziminden önce mevcut olan Koroner Arter Hastalığı ve Hipertansiyon tanısı konduğunu bildirmeyip sözleşmenin kurulması sırasında beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı savunmasında bulunmuştur.
    Mahkemece, murisin poliçeden önce kalp ve hipertansiyon hastalığı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 23/12/2014 gün 2013/12571- 2014/19294 sayılı ilamı ile (poliçede dain mürtehin kaydı bulunması nedeni ile)kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamı üzerine davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş, Dairenin 22/06/2015 gün 2015/5699-2015/8990 sayılı geri çevirme ilamı sonucunda ilgili banka tarafından kredi borcunun bittiği bildirilmiş, Dairenin 15/12/2015 gün 2015/13835-2015/14171 sayılı ilamı ile davacıların murisinin ölümü ile önceki hastalığı arasında illiyet bağı tespit edilmediğinden, davanın tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek sonuçlandırılması gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiş, Dairenin 23/10/2019 gün 2017/622-2019/9837 sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verilmiş, davalı vekilince kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.
    1-Müteveffanın ölüm belgesinde ölüm sebebi kalp hastalığı olarak belirtilmiş olup, yargılama sırasında davacıların murisi ..."in ölümüne ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu"nun 02 Şubat 2011 tarih ve 1201 karar sayılı raporu ile ..."in dosyadaki belgelere göre, 21.03.2004 tarihli tıbbi belgelerinde özgeçmişinde hipertansiyonu olduğu, 21.03.2004"de hipertansiyona bağlı hemorajik serebrovasküler hastalık geçirdiği, hipertansiyon nedeni ile düzenlenmiş reçetelerinin mevcut olduğu,kişinin hipertansiyon hastası olduğunu bildiğinin kabulü gerektiği; hipertansiyon hastalığının kalp hastalığına neden olabileceği ancak hipertansiyonun kalp hastalığına neden olacağını bilmeyebileceği bildirilmiş, 12/12/2012 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ise; zamanında otopsi yapılarak iç organ değişimleri araştırılmamış olduğundan eldeki verilerle ölüm nedeninin bilinemediği, 24/08/2004 tarihli beyin MR + MR anjioda ponsta subakut kanama, vertebro baziller dolikoektazi saptandığı, hemorajik (hipertansif) serebrovasküler hastalık, hipertansiyon, koroner arter hastalığı (KAH) tanısı ile yatırıldığı, antiödem ve antihipertansif tedavisi başlandığı, MR’da ponsta subakut kanama tespit edildiği, Ünye Devlet Hastanesinin 21.3.2008 tarihli ve 191 sayılı yazısı ve ekindeki belgelerde; 08.01.2007’de dahiliye polikliniğinde 19.7.2007 tarihli muayenelerinde hipertansiyon tanısı koyulduğu ve ilaçlar için rapor aldığı, dosyada mevcut tıbbi belgelere göre; kişinin 21/08/2004-31/08/2004 yıllarında hipertansiyona bağlı beyin kanaması (ponsta subakut kanama) nedeni ile yatışı olup tedavisi düzenlendiği, 04/04/2007 yılında eforlu EKG yapıldığı, efor testinin (-) olduğu, ayrıca dosyada mevcut reçeteler incelendiğinde; hastanın sigortalanma öncesi hipertansiyonu bulunduğu, hipertansiyonun primer nedenli olabileceği gibi ateroskleroza da bağlı gelişebileceği, aterosklerozun koroner arter hastalığına da eşlik edeceği tıbben bilindiği, eldeki verilerle kişide koroner arter hastalığı, hipertansiyon (yüksek tansiyon) hastalığının sigorta öncesi mevcut olmakla birlikte ölüm nedeni de bilinemediğinden hipertansiyon ve koroner arter hastalığının ölüme etkisi olup olmadığı yönünde görüş beyan edilemeyeceği, hususları belirtilmiştir.
    Dosya içerisindeki belgelerin tetkikinden, poliçe tanzim tarihi öncesinde sigortalıda beyin MR + MR anjioda ponsta subakut kanama, vertebro baziller dolikoektazi saptandığı, hemorajik (hipertansif) serebrovasküler hastalık, hipertansiyon, koroner arter hastalığı (KAH) tanısı ile hastaneye yatırıldığı, antiödem ve antihipertansif tedavisi başlandığı, MR’da ponsta subakut kanama tespit edildiği, Ünye Devlet Hastanesinin 21.3.2008 tarihli yazısı ve ekindeki belgelerde; 08.01.2007 ve 19.7.2007 tarihli muayenelerinde hipertansiyon tanısı koyulduğu, hayat sigortası başvuru formlarında sözkonusu rahatsızlıkların beyan edilmediği hususları anlaşılmakla, anılan gerekçelerle karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemizin 23/10/2019 gün 2017/622-2019/9837 sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına karar verilerek dosyanın yeniden incelenmesi sonunda;
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacıların aktif husumet ehliyetinin bulunmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olup, taraflar sözleşme kurulması aşamasında birbirlerini aydınlatma yükümlülüğü altındadır.
    Poliçenin tanzim edildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 1290. maddesine göre, sigorta ettiren sigortacıya doğru bilgi vermekle yükümlüdür. Hayat Sigortası Genel Şartları C-2 sözleşmenin yapılması sırasındaki beyan yükümlülüğü başlığı altında yer alan 2.2 maddesinde de doğru bilgi verme yükümlülüğü açıklanmış ve yükümlülüğe aykırı davranışın müeyyideleri belirlenmiştir.
    TTK md.1290 ve Hayat Sigortası Genel Şartları"nın C-2.2. maddesi düzenlemesine göre sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
    Somut olayda, sigortalı tarafından hayat sigortası başvuru formlarında söz konusu rahatsızlıkların beyan edilmediği, poliçeden önce beyin kanaması geçirdiği ve hipertansiyon hastalığı olduğunun bildirilmediği anlaşılmıştır.
    Bu itibarla; doğrudan ölüm sebebi olmasa da, ölümle sonuçlanan önceki kronik hastalıkların, riskin kapsamı konusunda değerlendirme yapma hakkı bulunan sigortacıya bildirilmesi gerektiği açıktır.
    Buna göre murisin bildirmediği hastalık ile ölüm arasında doğrudan illiyet bağı bulunmadığının anlaşılması halinde, poliçe tanzimi sırasındaki beyan yükümlülüğü kasten ihlal edilmemiş olup davanın tümden reddi gerekmez ise de, (sigortalının kasıtlı olarak sağlık durumunu gizlemesi haricinde) sigortacının sorumluluğunu ağırlaştıran ve daha fazla prim almasını gerektiren bir halin varlığında teminatın indirilmesi gerektiğinden, murisin bu hastalığının belirtilmesi halinde ödenmesi gereken prime göre proporsiyon hesabı yapılarak sonucuna göre tazminat hesabının yapılması gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile 23/10/2019 gün 2017/622-2019/9837 sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel Mahkeme kararının BOZULMASINA, tashihi karar ve temyiz peşin harçlarının davalıya geri verilmesine, 05/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara