Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/5445 Esas 2021/1615 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/5445 Esas 2021/1615 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/5445
Karar No : 2021/1615
Karar Tarihi : 18/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/5445 Esas 2021/1615 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/5445 E.  ,  2021/1615 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki Hakem kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı (başvuran) vekili; müvekkilinin 2003 yılından itibaren özel sağlık sigortası yaptırdığını, davalı ... şirketi nezdinde 29.04.2013–29.04.2014 tarihlerini kapsayan limitsiz sağlık sigorta poliçesi bulunduğunu belirterek, ameliyatı nedeni ile ödemek durumunda kaldığı üç adet fatura bedeli toplamı 72.708,00 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili; başvurunun reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; başvurunun reddine karar verilmiş, davacı vekilinin karara itirazı üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, başvuru formunun sigortalı tarafından doldurulduğu ve sağlık beyanına ilişkin bilgilere yer verildiği, boy/kilo dengesi hariç şirkete intikal eden belgelerden sigortalı adayının sağlık beyanlarında bir sıkıntı olmadığı ancak, poliçe tanzimi aşamasında söz konusu hususların acente tarafından dikkate alınmadığının anlaşıldığı, sonuçta hem sigorta şirketinin, hem sigortalının, hem de acentenin olayda kusurlu olduğu, davalı ... şirketinin, gözardı edilmeyecek hastalıkları olan sigortalı adayının bu hastalıkları yok saymasının mümkün olamayacağından, mevcut hastalıkların tamamen teminat dışı bırakıldığına ilişkin poliçede bir ifadeye rastlanmamakla ve sigortalının uzun süredir sağlık sigortası kapsamında devam
    etmiş olması, bu dönem sağlık sorunlarının sisteme yansımış olması ve sigortalının sağlık geçmişini saklama kastının bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olmakla, proporsiyon uygulayarak sonuca gidilmesi gerektiği, gerekçesi ile başvurunun kısmen kabulü ile 27.414,49 TL fatura bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Daire’nin 2015/6413 E.-2018/63 K. sayılı ilamında özetle; “Davacı, 22.03.2013 tarihinde davalı sigortaya başvuru için beyan formu doldurmadığını, daha öncesinde dava dışı ... Sigorta A.Ş için 21.02.2011 tarihinde doldurduğu beyan formu üzerinde kopyala-yapıştır yöntemi ile oynama yapılmak suretiyle ve kalp-damar hastalıkları ile ilgili kısımda kazıntı ve silinti yapılarak, yalnızca tarihler değiştirilerek bu beyan formunun davalı ... şirketine verilmiş beyan formu gibi gösterilmeye çalışıldığını iddia etmekte, dava dilekçesi ekinde fotokopisi sunulan ve aracı acenteden temin edildiği belirtilen “... Grup Sağlık Sigortası Başvuru Formu”nun 2. sayfasında ise, hipertansiyon ve diabet hastalıkları kutucuklarının evet olarak işaretlendiği görülmektedir. Davalı tarafından dosyaya başvuru formu sunulmadığı, bu halde koroner anjiyo dışında hipertansiyon ve şeker hastalığının da bildirilmediği gerekçesi ile sözleşmenin iptal edildiği hususunun açıklık kazanmadığı, yine davacının acenteden temin edilen ön bilgi ve bilgilendirme formlarını doldurmadığı ve bu belgeler altındaki imzaların kendisine ait olmadığı iddiaları karşısında, davalı ... şirketinden eksik olan tüm belge asıllarının temini ile gerektiğinde bu belgeler üzerinde konusunda uzman bilirkişilerce inceleme yapılmak ve davacı iddiaları karşılanmak suretiyle, sigortalı davacının var olan hastalıklarını bildirip bildirmediği hususu tespit edilerek buna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.” gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. İtiraz Hakem Heyeti’nce bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan incelemede hükme esas alınan 29.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda, sigortanın poliçeyi iptal etmesine dayanak teşkil eden tüm hastalıklara ilişkin hayır cevabının bulunduğu ve ... Sigorta A.Ş tarafından talep edilen ön bilgi formu ve bilgilendirme formundaki imzaların vekaletname ve hastane evraklarındaki imzalardan farklı olduğu, bu belgeler ... gerçek imzasını taşımadığından sigortalının yanlış beyan vermediğinin kabulü gerektiği, sigortalının imzasını
    taşımayan formların acente kanalı ile doldurulduğu, acentenin yetkisi dahilinde yaptığı bütün işlemlerin sigorta şirketini bağlayacağı, sigorta şirketinin tazminatın tamamını ödemesi gerektiği, bu nedenle Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılarak, başvurunun kabulü ile 72.708,00TL’nin 06.02.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, sağlık sigorta poliçesi kapsamında davacı tarafından ödenen tedavi gideri bedelinin, davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    Somut olayda, davacının, davalı nezdinde 29.04.2013 tarihinde limitsiz sağlık sigortası yaptırdığı, bu poliçenin daha önceki yıllarda davacının özel sağlık sigortası işlemlerine aracılık eden ve davalının da acentesi olan ... Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş aracılığı ile yapıldığı, davacının rahatsızlanması üzerine 02.10.2013 tarihinde koroner arter by-pass greft x 3 ameliyatı olduğu, davalı ... şirketinden yatış onayı için ret cevabı alındığı, davalının 11 Ekim 2013 tarihli ihtarname ile davacının 20.07.2005 tarihinde koroner anjiyo olduğu, 20.01.2008 tarihindeki muayenesinde ise hipertansiyon ve şeker hastalığı tanıları olduğu bilgilerinin tespit edildiği, bu bilgilerin kendilerine bildirilmediği gerekçesi ile, TTK ve poliçe özel şartlarının beyan yükümlülüğü maddeleri gereği poliçenin iptal edildiği, davacı vekili tarafından 12.02.2014 tarihli ihtarname ile; müvekkili tarafından hiçbir rahatsızlığının ve ilaç tedavisinin gizlenmediği belirtilerek 68.856,00 TL ameliyat ve hastane ücretinin ödenmesini talep ettiği, sonrasında davacının kontrol-tedavi amaçlı kısa süreli hastane yatışı nedeniyle 2.852,00 TL daha ücret ödendiği, bu bedelin de talep edildiği, anlaşılmaktadır.
    Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK"nın 1290. maddesi (6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakta ise de, Yargıtay"ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır.
    Gerek TTK’nın 1290. maddesi (6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre sigorta şirketinin sorusu üzerine veya herhangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmesinin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve
    sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlü olup, formun doldurulmamış olması sigortalının sağlığına ilişkin konularda sigortacıya bildirimde bulunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Şayet sigortalı tarafından var olan hastalık kasten bildirilmemiş ise sigortacının sözleşmeden cayma hakkı söz konusudur. TTK. hükümlerine göre poliçe tanzimi sırasında sigortalı, mevcut rahatsızlıklarını kasten gizler ve kasten gizlediği bu rahatsızlık nedeni ile tedavi görür ise talep teminat dışında olup sigorta şirketinin bir sorumluluğu bulunmayacaktır, ancak beyan yükümlülüğünün ihlal edilmesinde sigortalının bir kastının bulunmadığının anlaşılması durumlarda ise talebin teminat dışında kaldığını söylemek mümkün değildir.
    Daire’nin 15.01.2018 tarihli ilamı ile davacının, acenteden temin edilen ön bilgi ve bilgilendirme formlarını doldurmadığı ve bu belgeler altındaki imzaların kendisine ait olmadığı iddiaları karşısında, davalı ... şirketinden eksik olan tüm belge asıllarının temini ile gerektiğinde bu belgeler üzerinde konusunda uzman bilirkişilerce inceleme yapılmak ve davacı iddiaları karşılanmak suretiyle, sigortalı davacının var olan hastalıklarını bildirip bildirmediği hususu tespit edilerek buna göre bir karar verilmesi gerektiği yönünde hüküm bozulmuş ise de, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda imza incelemesinin ... bilirkişi tarafından yapıldığı anlaşılmakla, davacının ön bilgi ve bilgilendirme formlarındaki imzaların kendisine ait olmadığı iddialarının yeterince incelenmediği anlaşılmaktadır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Buna göre söz konusu belgeler üzerinde konusunda Grafoloji uzmanı tarafından inceleme yapılmak suretiyle, sigortalı davacının var olan hastalıklarını bildirip bildirmediği hususu tespit edilerek buna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara