Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3910 Esas 2020/2408 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3910 Esas 2020/2408 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/3910
Karar No : 2020/2408
Karar Tarihi : 02/03/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3910 Esas 2020/2408 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/3910 E.  ,  2020/2408 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, 21.07.2012 tarihinde, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortalı aracın karıştığı çift taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin eşi/oğlu ... vefat ettiğini belirterek, belirsiz alacak olarak davacı eş ... için 18.000,00 TL destek ve 3.750,00 TL cenaze ve defin gideri ile davacı baba Kemal için 5.000,00 TL ve anne Sultan için 3.000,00 destekten yoksun kalma tazminatının daha önce davalıya karşı aynı taleple Ağrı 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde 03.03.2014 tarihinde açılıp sonuçta açılmamış sayılmasına karar verilen dosyanın dava tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, 11.05.2016 tarihinde eş için destek talebini 98.486,05 TL"ye, cenaze-defin gideri talebini 4.275,00 TL"ye, anne için destek talebini 11.999,00 TL"ye ve baba için destek talebini 9.000,00 TL"ye artırmıştır.
    Davalı vekili, temerrüde düşürülmediklerini savunmuştur.
    Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile eş için 98.486,05 TL destek tazminatı ile 2.250,00 TL cenaze-defin giderinin, davacı anne için 11.999,00 TL ve baba için 9.000,00 TL destek tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki 2, 3 ve 4 nolu bentlerin dışında kalan; davalı vekilinin aşağıdaki 5 nolu bendin kapsamı dışında kalan, sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze-defin gideri istemine ilişkindir.
    Davalı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı, KTK’nun 98/1, 99/1, TTK’nun 1299.maddeleri ile ZMSS Genel Şartlarının B 2 (c) maddesi uyarınca kendisine olayın bilgi ve belgeleri ile birlikte başvurulmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde bu tarihte, böyle bir başvurunun olmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir.
    Somut olayda, işbu davadan önce 03.03.2014 tarihinde davacılarca davalıya karşı dava açılmış ve daha sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafından davalı sigortaya bu ilk davadan önce başvurulduğu iddia ve ispat edilmediğinden, bu ilk davanın açılması ile birlikte artık sigorta bakımından temerrüt oluşmuştur. Bu itibarla, davalı ... bakımından bu davadan önce 03.03.2014 tarihinde açılan ilk dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, işbu dava tarihinden faiz yürütülmesi doğru değildir.
    3-Davalıya sigortalı aracın ruhsat bilgisinde kullanım amacı "yolcu nakli-ticari" dir. Bu nedenle davacılar lehine hükmedilen tazminatlara avans faizi işletilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
    4-İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin murislerinin ölümü nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    5-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun
    giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Ölüm nedeniyle yapılan cenaze giderlerinin tamamının belgelendirilmesi veya faturalandırılması mümkün olmasa da, yapılan giderlerin mahalli örf ve adetlere uygun olması gerekmektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği davalı taraf, davacı tarafın meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarının tazmini ile sorumlu olup davacı tarafın kendi milli değerlerine, yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu değildir.
    Somut olayda mahkemece, Ağrı Belediye Başkanlığından gelen yazı cevabına göre imam tutma, yemek bedeli, mevlüt bedeli, mezar yapım bedeli, hayır ve ıskat bedeli olarak belirlenen 4.275,00 TL"nin, yöre şartları ve mahkemenin daha önceki uygulamaları gerekçe gösterilerek 2.250,00 TL"sinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak Ağrı Müftülüğünce verilen cevabi yazıda ise cenaze ve defin hizmetlerinden din görevlilerinin ücret almadıkları, ıskat ve devrin yasak olduğu da belirtilmiştir. Mahkemece hangi kalemlere yönelik kabul kararı verildiği de gerekçeden anlaşılamamaktadır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece yukarıdaki açıklamalar ışığında, örf ve adete göre yapılan misafir ağırlama, hayır hasenat giderlerini içermeyen, yapılması gereken makul, uygun miktarda cenaze ve defin masrafı tespit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine, 02/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara