Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2542 Esas 2020/1809 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2542 Esas 2020/1809 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/2542
Karar No : 2020/1809
Karar Tarihi : 20/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2542 Esas 2020/1809 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/2542 E.  ,  2020/1809 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; ... Sigorta Şirketi nezdinde 14/10/2011 tarihli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan, davalılardan ..."nın maliki oduğu, ... firmasının logo ve işaretleri adı altında süt toplama işi yapan aracın, diğer davalı ..."un sevk ve idaresinde 27/10/2011 günü, ... istasyonları arası bulunan hemzemin geçide kontrolsüz ve dikkatsiz bir şekilde girerek, seyir halinde bulunan lokomotifle çarpışmak suretiyle, müvekkili idareye ait lokomotifte maddi zarara sebebiyet verdiğini, kaza neticesi lokomotifte meydana gelen hasarların tamiratının Türkiye ...ve Motor San. A.Ş.(TÜLOMAŞ)"ye yaptırıldığını, yapılan tamirat sonucunda müvekkili kuruma ödenmesi için 841.600,00 TL tutarlı fatura tahakkuk ettirildiğini, davalıların meydana gelen kaza sebebiyle malik, sürücü, işleten ve sigortacı sıfatıyla sorumlu olduklarını, kazanın vuku bulduğu hemzemin geçidin... istasyonları arasında, ... İl Özel İdaresi sorumluluk alanı içerisinde yer aldığını, demir yolu ve benzeri yollar kesiştiğinde demir yolunun ana yol sayıldığını, bu kesişmelerde yapılan yeni yolun bağlı olduğu kurum veya kuruluşun alt ve üst geçit yapmak ve diğer emniyet tedbirlerini almakla yükümlü olduğunu, demir yolunda seyreden araçların geçiş üstünlüğü bulunduğunu, hemzemin geçitte vuku bulan kazanın meydana gelmemesi için ... İl Özel İdaresi tarafından alt veya üst geçit, bariyer yapmak, vb. emniyet tedbirlerinin alınması gerektiğini, gerekli tedbirleri almadığı için kusurlu olduğunu belirterek, tüm bu nedenlerle; 801.600,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 27/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan (... Sigorta yönünden poliçede sorumlu olduğu miktar olan 40.000,00 TL"nin temerrüde düştüğü 24/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ... hakkında açılan davanın reddine, ... Süt ve Süt Ürünleri A.Ş. hakkında açılan davanın reddine, davalılar ..., ..., ... Sigorta A.Ş. Hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile; 667.360,36 TL" nin davalılar ... ve ... yönünden dava tarihinden, ... Sigorta A.Ş yönünden poliçede sorumlu olan miktarla sınırlı olmak üzere, temerrüde düştüğü 24/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve ... Büyükşehir Belediyesi yönünden hizmet kusuruna dayanılmış olması nedeni ile bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasının sonuç itibariyle doğru olmasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava trafik kazasından kaynaklanan araç hasarının tazmini istemine ilişkindir.
    Somut olayda davacı vekilince kaza neticesi lokomotifte meydana gelen hasarların tamiratının Türkiye ...ve Motor San. A.Ş.(TÜLOMAŞ)"ye yaptırıldığı, yapılan tamirat
    sonucunda müvekkili kuruma ödenmesi için 841.600,00 TL tutarlı fatura tahakkuk ettirildiği, bu nedenlerle fatura bedelinin kaza tarihinden itibaren davalılardan tahsili talep edilmiştir. Mahkemece İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanlığı Demiryolu Kürsüsünde görevli bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 11/02/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; söz konusu kazaya karışan lokomotifin hasarlı haline ait fotoğraf vb. belgelerin mevcut olmadığını, öte yandan bu belgeler mevcut olsa dahi, meydana gelen kaza sonucu kamyona çarpan lokomotifin hangi bölümlerinin, ne kadar hasar gördüğü ve hangi parçalarının değişmesi, hangilerinin onarılması gerektiği gibi konuların ancak lokomotifin tamiri sırasında netleşeceği, TCDD"ye ait demiryolu araç ve gereçlerinin bakım ve onarım işlerinin ... tarafından gerçekleştirildiği ve ülkemizde bu hizmeti veren başka bir kurum veya kuruluş bulunmadığı, kazaya karışan söz konusu lokomotifin de burada tamir edildiği ve hasarın boyutunun tam olarak burada belirlendiği, bu bağlamda, ... tarafından değiştirildiği veya onarıldığı beyan edilen malzemeler ile harcandığı ifade edilen işçiliğin tutar ve miktarların doğru kabul edildiği, ... tarafından kesilen toplam 841.600,00 TL tutarındaki fatura kalemlerinin incelenmesinde ise; toplam malzeme giderlerinden % 20 oranındaki yenileme payının düşülmediğinin tespit edildiği, ayrıca dönem gideri+ kar olarak verilen ve 88.827,94 TL tutarındaki kalemin ise tazminata esas oluşturacak hasar tutarının hesabına katılmasının uygun olmadığı görüş ve kanaatine varılarak, tüm bu açıklamalara bağlı olarak, tazminata esas olan hasar tutarı hesabı; 27.04.2012 tarihli ... tarafından düzenlenen tek faturada malzeme tutarı 227.058,52 TL, el emeği tutarı 525.713,54 TL (9.547 saat-398 gün), dönem gideri ve kar 88.827,94TL, toplam 841.600,00 TL olarak, belirlenmiştir. Bilirkişi tarafından KDV dahil, malzeme tutarı 227.058,52 TL, yenileme payı % 20’si 45.411,70 TL, aradaki fark 181.646,82 TL, bu miktara işçilik tutarı 525.713,54 TL eklendiğinde (88.827,94TL dönem gideri hariç) toplam 707.360,36 TL, hasar bedeli olarak hesaplanmış, bu miktardan ... A.Ş tarafından 02.07.2013 tarihinde yapılan 40.000,00 TL’lik ödeme düşüldükten sonra zarar miktarı 667.360,36 TL, olarak hesaplanmış, Mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece yapılması gereken öncelikle 27.04.2012 tarihli faturayı düzenleyen ...’tan, dönem gideri+kar olarak talep edilen miktarın gerekçesinin sorulması, adı geçen şirketin davacı kurum bünyesinde bir şirket olması nedeni de göz önünde bulundurularak dönem gideri+kar kaleminin gerekçesinin ve davacı kurumla ... arasında bu hususta yapılmış bir sözleşme olup olmadığının araştırılarak, daha sonra konusunda uzman Makine Mühendisi bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    3-2918 sayılı KTK"nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işleten sıfatının üçüncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa"nın 3. maddesinde, “işleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun"un 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
    Somut olayda; kazaya karışan ... plakalı araç trafik kayıtlarında davalı ... adına kayıtlı olup kaza anında diğer davalı ... sevk ve idaresindedir. Aracın üzerinde davalı ... A.Ş’ye ait logo ve resimlerin bulunduğu hususunda uyuşmazlık yoktur.
    Kaza sonrasında Jandarma tarafından hazırlanan fezlekede, davalı ... yönetimindeki ... firmasına ait süt toplama tankerinin kaza yaptığı, belirtilmiştir. Dosya kapsamından, ... A.Ş vekilinin “İşleten ..., ... A,Ş’nin Bigadiç İlçesi Süt Üreticileri Birliği Hayvancılık ve İktsadi İşletmesi’nden almış olduğu çiğ sütleri ... fabrikasına araçla nakliyesini sağlamaktadır” şeklinde beyanı olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar Mahkemece;davalı ... A.Ş hakkında açılan davada, KTK’ya göre aracın işleteninin aracın kayıt maliki olduğu, bunun aksinin iddia edenlerce ispat edilmesi gerektiği, davalının kazaya karışan araçta logosunun bulunmasının ve sütün kendilerince alınmasının tekbaşına aracı işleten sıfatını kazandırmayacağı , tümüyle menfaatin ve araç üzerindeki sevk ve idare yetkisinin davalıya ait olması gerektiği , somut olayda sürücünün davalının işçisi olmaması , davalının işveren olmaması ve aracın davalı tarafından işletilmesi gibi unsurların bulunmaması dikkate alındığında davalı ... A.Ş’nin işleten olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle meydana gelen kazada kusuru bulunmayan davalının işleten sıfatıyla sorumlu tutulmasının da mümkün olmadığı anlaşıldığından bu davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. ... firmasının aracın farazi işleteni olup olmadığının somut belge ve delillerle tespit edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle ... A.Ş ile diğer davalı araç maliki ... arasında bir sözleşme olup olmadığı, kazanın süt toplama işi yapıldığı sırada meydana gelip gelmediği, süt tankerinin süt toplama işini malik adına mı ... adına mı yaptığı araştırılarak, buna ilişkin bütün bilgi ve belgeler toplanmak suretiyle , süt tankerinin kimin nam ve hesabına çalıştığının tespiti ile araç üzerinde ... A.Ş"nin logosunun bulunması da değerlendirilerek, diğer davalılarla birlikte sorumlu olup olmadığının karar yerinde tartışılarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3)nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara