Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1770 Esas 2020/2017 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1770 Esas 2020/2017 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/1770
Karar No : 2020/2017
Karar Tarihi : 24/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1770 Esas 2020/2017 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/1770 E.  ,  2020/2017 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    TTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... vekili ve ... Sigorta A.Ş. vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davalılardan ...’nin malik...’in sürücüsü olduğu kamyonetin müvekkilinin sevk ve idaresindeki motorsikletle 23/06/2010 tarihinde çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını,9 gün hastanede yattığını, yüzünde şişlik ve dikiş izlerinin mevcut olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, gerek müvekkilinin gerek eşinin ve gerekse çocuklarının yaşanan bu olaylar neticesinde duyduğu elem ve ızdırap sonucunda yıprandıklarını, belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak hesaplanacak maddi tazminatın tüm davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar... ve ... ..."den müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... AŞ vekili;Müvekkili şirket nezdinde ... poliçesi ile sigortalı davaya konu aracın 11/06/2010 tarihinde satış gördüğünü ve satış tarihinden 10 gün sonra yenilenmemesi halinde poliçenin iptal olduğunu, 17/06/2010 tarihinde zeyilname düzenlendiğini, kazanın 23/06/2010 günü meydana geldiğini, müvekkil sigorta şirketi tarafından tanzim edilmiş ... bulunmadığından sorumluluğunun da bulunmadığını, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... ... 30/12/2010 tarihli ilk oturumda; davaya konu arabayı kazadan 1-2 hafta kadar önce aldığını, olay anında arabayı babası olan diğer davalının kullandığını, kazanın nasıl olduğunu bilmediğini, hakkında açılan davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... ..., olayda kusurlu olmadığını, davacının eşini de arkaya bindirdiği motorsikletle gelip kendisine ait araca çarptığını, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;davanın kısmen kabulü ile gecici ve sürekli işgöremezlik tazminatı olarak 39.584,04 TL, motorsiklet tamir tazminatı olarak 166,00 TL nin olay tarihi olan 23/06/2010 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar... ve ... ..."den alınarak davacıya verilmesine, dair verilen karar süresi içinde davalı ... ... vekili ve ... Sigorta A.Ş. vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle, manevi tazminatın takdirinde BK 47.maddesindeki (TBK"nun 56.md) özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... ... vekilinin tüm, davalı ...Ş. vekili ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi (tedavi gideri) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Kaza 23.06.2010 tarihinde gerçekleşmiş olup dava 19.08.2010 tarihinde açılmıştır. Yargılamanın devamı sırasında 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Kanun"un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı" düzenlemesine; Kanun"un geçici 1. maddesinde de "Bu Kanun"un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun"un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20"sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı"nın yükümlülüklerinin sona ereceği" düzenlemesine yer verilmiştir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1 maddesinde; sigortacının, poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK"na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. KTK"na göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
    Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin ve prim ödeyen işletenin ve sürücüsünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü (belgeli tedavi giderleri), 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeyle sona erdirilmiş bulunmaktadır.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki, Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak sözkonusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı yasa kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi sorumludur.
    Somut olayda davacı trafik kazası sonucu yaralanmış ve tedavisi ile ilgili bir kısım belge ibraz etmiş, yargılama sonucunda mahkemece,tedavi giderlerine ilişkin talebin 6111 sayılı yasanın ek-2 maddesine göre reddine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, yargılamanın devamı sırasında yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun"un 59. ve geçici 1. maddesi gereği Sosyal Güvenlik Kurumu"nun sorumluluğuna geçen tedavi giderleri için, SGK"nın davaya dahil edilmesinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3-Mahkemenin yeterli kabul ederek hükme esas aldığı, aktüer raporu incelendiğinde; CSO 1980 Yaşam Tablosu"na göre muhtemel ömür süresinin belirlendiği teknik faiz esası ve belirli süreli rant formülü ile tazminat hesaplamasının yapıldığı görülmektedir. Oysa, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1989/4-586 esas, 1990/199 sayılı kararı ve Dairemiz"in yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak desteğin ve hak sahiplerinin muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; desteğin muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi (Prograsif rant) ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemenin yeterli bulduğu aktüer raporundaki hesaplama teknikleri, Dairemiz"in yerleşik uygulamalarına uygun olmayıp, eksik inceleme ile karar verilmiştir.
    Bu durumda; davacının talep ettiği iş göremezlik tazminatı miktarının hesaplanması bakımından, yukarıda belirtilen ilkelere göre hesaplamanın yapıldığı, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru değildir
    4-Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin olarak infazda tereddüt oluşturacak şekilde faiz başlangıç tarihinin ve oranının belirlenmemiş olması isabetli değildir.
    5-Davalı ... manevi tazminattan sorumlu olmadığı ve sigorta şirketi yönünden manevi tazminata hükmedilmediği halde, manevi tazminata ilişkin ilişkin harç,vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden hiçbir ayrıma gidilmeksizin müştereken ve müteselsilen hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre de;hükmedilen yargılama giderlerinin kabul-red oranına göre hatalı hesaplandığı anlaşılmış olup,doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm,davalı ...Ş. vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle ... Sigorta Şirketi A.Ş. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.441,80 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... ..."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...Ş."ye geri verilmesine, 24/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara