Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5849 Esas 2020/731 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5849 Esas 2020/731 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/5849
Karar No : 2020/731
Karar Tarihi : 05/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5849 Esas 2020/731 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/5849 E.  ,  2020/731 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici
    Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı ... AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davacının mirasçısı olduğu müteveffa..."ın davalılardan .... ... Şubesi"nden 15.000,00 TL kredi kullanmış olduğunu, bu kredi sözleşmesi ile birlikte diğer davalı ... A.Ş. ile müteveffa arasında, kredi borcunun teminat altına alınması amacıyla sigorta sözleşmesi imzalandığını, kredinin kullanılmasının ardından davacının babasının vefat ettiğini, davalı bankanın kredi bedelinin tahsili için davalı sigorta şirketinden değil müteveffanın mirasçılarından talepte bulunduğunu, mirasçıların kredinin sigortalı olduğu yönündeki itirazları üzerine, sigorta şirketinin müteveffanın hipartansiyon hastası olduğu hususunun sigorta sözleşmesi sırasında bildirmediğini ve bu nedenle poliçenin hükümsüz hale geldiğini ileri sürdüğünü, ancak kredi alırken doldurulan beyan formunun banka yetkilisi tarafından doldurulduğunu, müteveffanın sadece imza attığını, hayat sigortası sözleşmelerinde sigorta şirketlerinin sağlık raporu talep ettiğini ancak banka kredisi alırken yapılan poliçeler öncesi bu düzeyde bir araştırma yapılmadığını, bu durumun
    davalıların kusuru olduğunu, müteveffanın kasıtlı bir ihmalinden söz etmenin mümkün olmadığını ve risk gerçekleştikten sonra kasıt unsuru bulunmayan ihlaller nedeniyle sözleşmeden dönülmesinin mümkün olmadığını, müteveffanın ölüm sebebinin tansiyon değil kardiyolojik şok olduğunu iddia ederek hayat sigortası tazminatının davalılardan tahsili ile kredi borcunun bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili ve davalı ... TAŞ vekili davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 14.313,00 TL"nin müşterek ve müteselsilen davalılardan alınarak davacı tarafa bırakılmasına, davacıların müteveffa babaları... ile davalılardan Akbank ... Şubesi arasında düzenlenen 23/11/2007 tarihli tüketici kredisi sebebiyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... AŞ vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, dava dışı muris sigortalının kullanmış olduğu krediler nedeni ile yapılan hayat sigortası kapsamında ödenmesi gereken teminatın tahsiline ilişkindir.
    Poliçe hükümlerine göre rizikonun gerçekleşmesi durumunda sigorta tazminatını talep ve dava hakkı öncelikle sigorta lehtarı durumunda olan rehinli alacaklıya, arta kalan teminat bedeli var ise sigortalının kanuni mirasçılarına miras hisseleri oranında ödenmesine karar verilmelidir.
    Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere poliçenin geçerli olduğunun anlaşılmasına ve davalı sigortanın da teminat bedelinin ödenmesinden sorumlu olduğunun belirlenmesine göre kazanılmış haklarda gözetilerek tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile teminat bedelinin davalı sigorta tarafından davalı bankaya ödenmesine ve artan meblağ olması halinde veraset ilamında davacı haricinde başkaca mirasçıların da olduğunun anlaşılmasına göre hükmün davacının miras hisse oranına göre kurulması gerekirken tamamının davacıya ödenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Ayrıca; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalı bankanın davacı veya dava dışı kredi borçlusu murisin diğer mirasçıları aleyhine icra takibi yapmadığı, davacıdan veya diğer mirasçılardan herhangi bir tahsilat yapmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece ölüm tarihinde bakiye borç tutarı olan 14.313,00 TL nin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya bırakılmasına hükmedilmiştir. Teminat bedeli öncelikle dain mürtein hakkı bulunana arta kalan ise kanuni mirasçılara miras hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesi gerekirken mahkemece davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi doğru değilse de davalı banka vekili tarafından bu husus temyiz edilmediğinden bozma nedeni de yapılmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... AŞ"ye geri verilmesine 05.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara