Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4694 Esas 2021/1709 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4694 Esas 2021/1709 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/4694
Karar No : 2021/1709
Karar Tarihi : 22/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4694 Esas 2021/1709 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/4694 E.  ,  2021/1709 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlu ..."in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı üç adet taşınmazı 21.4.2008 tarihinde davalı ..."a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı borçlu ... vekili, aciz belgesi sunulmadığını, takip konusu alacağın ipotekle teminat altına alındığını, dava konusu satışların iyiniyetle ve rayiç bedelle yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, aciz belgesi sunulmadığını, iptal koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davalı borçlu ..."in dava konusu Kayseri İli, ... İlçesi, ... Köyü, 114 ada, 2 parsel, ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 113 ada, 6 parsel, ... İlçesi, ... Köyü, 118 ada, 4 parsel sayılı taşınmazları diğer davalı ..."a satışına ilişkin 21/04/2008 tarihli tasarrufun davacının Kayseri 1. İcra Müdürlüğü"nün 2017/3480 (eski esası 2009/6005) Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer"ileri ile sınırlı olmak üzere iptaline, davacı alacaklıya
    Kayseri 1. İcra Müdürlüğü"nün 2017/3480 (eski esası 2009/6005) Esas sayılı sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer"ileri ile sınırlı olmak kaydıyla haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, İİK"nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İptal davasının koşullarından biri alacaklının elinde kesin (İİK.143) veya geçici (İİK.105/II) aciz belgesinin bulunması gerektiğidir. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması, iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında bile alınıp ibraz edilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde, bu durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebilir.
    Davacının alacağına ilişkin başlatılan Kayseri 1.İcra Müdürlüğünün 2009/6005(yeni 2017/3480) sayılı icra takip dosyasında 12/06/2009 tarihinde davalı borçlu ... adına kayıtlı ... İli, ... İlçesi, ... Mah., 187 Ada, 4 Parsel üzerinde kayıtlı bulunan 42 adet villa üzerine haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Ancak borçlu adına kayıtlı olan bu taşınmazların kıymet takdiri yapılmadığından aciz hali sabit olmamıştır.
    Bu halde mahkemece sözü edilen taşınmazların üzerindeki haciz ve ipotekleri de gösteren takyidatlı tapu kayıtları getirtilerek bilirkişi aracılığı ile kıymet takdirinin yapılarak, üzerindeki haciz ya da ipoteklerle birlikte davacının alacağını karşılamaya yetip yetmediği yani davalı borçlunun aciz halinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
    2-Kabule göre de; mahkemece tapuda gösterilen satış bedellerinin davaya konu taşınmazların keşfe katılan bilirkişiler tarafından tespit edilen tasarruf tarihi itibariyle satış değerlerinin çok altında olduğu, her ne kadar bakiye bedelin banka havalesi ile ödendiği davalı ... vekili tarafından iddia edilmiş ise de, havale dekontunda para gönderilen kişinin borçlu değil dava dışı ... isimli kişi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı 3.kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle
    ispatlanması mümkün olup bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığı değerlendirilmelidir. Somut olayda dava konusu taşınmazlar 21/04/2008 tarihinde toplam 3.800,00 TL bedelle tapuda satılmış; bilirkişi tarafından bu taşınmazlar için toplam 352.314,01 TL rayiç bedel belirlenmiştir. Davalı 3. kişi ... taşınmazların toplamda 676.000,00 TL’ye satın alındığını belirterek tasarruf tarihi olan 21/04/2008 tarihinde davalı borçlu ...’in babası ve aynı zamanda dava konusu taşınmazlar devredilirken davalı borçlu ...’e vekillik eden ... hesabına 676.000,00 TL havale yaptığını belirterek bu konuda dekont örneklerini sunmuştur. Dairemiz uygulamasına göre bankadan havale edilen paranın borçluya ödenen para olduğu kabul edilerek bu durumda bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile davalı 3.kişi tarafından ödendiği ispat edilen değer arasında bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 22/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara