Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2592 Esas 2020/269 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2592 Esas 2020/269 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/2592
Karar No : 2020/269
Karar Tarihi : 30/01/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2592 Esas 2020/269 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2592 E.  ,  2020/269 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki rücun tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalının işleteni olduğu aracın neden olduğu kaza sonucunda yaralanan kişi için müvekkili tarafından sağlık giderleri kapsamında, tedavi gideri, iş göremezlik-bakım parası, hastalık parası vs. ödendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla ödenen 18.824,42 Euro"nun davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 21.935,48 Euro’ya yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 16.513,31 Euro alacağın sarf tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca belirlenecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm,taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, rücuen tazmini istemine ilişkindir.
    1086 sayılı HUMK"nın 388. maddesi (6100 sayılı HMK m. 297) uyarınca mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Mahkemece 10/03/2015 tarihli rapor açıklanarak 08/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihine kadar hesaplanan tedavi giderlerine hükmedilmiştir. Gerekçeli kararda hangi bilirkişi raporunu hükme esas alındığı açıklanmadığı gibi gerekçelendirilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle HUMK’nun 388 ve 389. (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298) maddelerine aykırı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    3-6111 sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" yargılamada yürürlükte bulunmaktadır.
    Bu kanunun 59. maddesi ve geçici madde 1 ile trafik kazası sebebi ile kazazedelerin sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır.
    Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının talep ettiği dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu sorumludur.
    Bu durumda Mahkemece, uzman doktor bilirkişiden davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 98. maddesi kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumu"nun sorumluluğuna esas olanların belirlenmesi, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise zarar gören sigortalının gerçek zararın
    tespiti yapıldıktan sonra davalı malik şirketin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 30/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara