Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1008 Esas 2020/31 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1008 Esas 2020/31 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/1008
Karar No : 2020/31
Karar Tarihi : 27/01/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1008 Esas 2020/31 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/1008 E.  ,  2020/31 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından (sadece asıl davaya ilişkin hüküm yönünden) süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Asıl davada, davacı vekili; davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın park halinde bulunan dava dışı kişilere ait araçlara çarptığını ve o araçların da davacı aracına çarpıp hasara neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, araç hasar bedeli 1.274,40 TL, değer kaybı 1.000,00 TL olmak üzere 2.274,40 TL tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini; araç mahrumiyet zararı olarak 250,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan tahsilini talep etmiştir.
    Birleşen davada (mahkemenin ilk hükmünden sonra açılan dava), davacı vekili; asıl davaya konu kazada % 75 kusurlu olan davalı sürücü ile araç sigortacısının da zarardan sorumlu
    olduğunu belirterek 955,80 TL hasar bedeli ve 472,50 TL araç mahrumiyet zararının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan, yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 318,60 TL araç hasar bedelinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı ... yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak ve dava tarihinden faiz işletilmek üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; 157,50 TL araç mahrumiyet zararının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan tahsiline, fazlaya ilişkin araç değer kaybı tazminatı, hasar bedeli ve araç mahrumiyet zararı talebinin reddine dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 13.06.2017 tarih, 2016/11886 Esas ve 2017/6732 Karar sayılı ilamı ile; "davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı; ancak, Karayolları Trafik Kanunu"nun 88. maddesiyle, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasının benimsendiği, davacı kusursuz olduğundan zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemeyen davacı yönünden dava dışı kişinin de kusurunun bulunmasının davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı; somut olayda davalı sürücünün %25 oranında ve dava dışı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu; davalı ve dava dışı 3. kişinin kusur oranlarının birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşıyacağı ve dava dilekçesinde davacının kusursuz olduğu belirtilerek zararın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğinden davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88. ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile 1.274,40 TL araç hasar bedelinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen davadaki davalıların sorumluluğunun 955,80 TL ile sınırlı tutulmasına; alacağa davalı ... yönünden dava, ... Sigorta yönünden 06.07.2016 ve diğer tüm davalılar yönünden kaza tarihinden yasal faiz işletilmesine; asıl davadaki değer kaybı talebinin reddine; 630,00 TL araç mahrumiyet zararının davalılar ...
    ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı ..."in sorumluluğunun 472,50 TL ile sınırlı tutulmasına, alacağa kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2017 tarihinden itibaren 3.110,00 TL’ye çıkarılmıştır.
    Temyize konu kararda, davacının talep edebileceği toplam tazminat miktarı (bozma ilamı ile kesinleşen alacak miktarları da dikkate alındığında) 1.904,40 TL olup davacının asıl davada talep ettiği toplam tazminat miktarının ise 2.524,40 TL olduğu görülmektedir. Karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, davacı aleyhine reddedilen tazminat miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin, davacı aleyhine reddolunan tazminata ilişkin kısım yönünden, mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara