Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4545 Esas 2020/841 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4545 Esas 2020/841 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2017/4545
Karar No : 2020/841
Karar Tarihi : 06/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4545 Esas 2020/841 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/4545 E.  ,  2020/841 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, müvekkili şirkete kaskolu olan aracın davalı idarenin %100 yol kusuru nedeniyle kaza yaptığını, araç hasarı nedeniyle sigortalısına 14.852,00 TL ödeme yapıldığını belirterek ödenen bedelinin 20/07/2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 7.335,00 TL tazminatın ödeme tarihi olan 20.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ait talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    Dava konusu trafik kazasına ilişkin kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında; doğum hastanesinin önüne geldiği esnada yolun yüzeyinin tamamen mıcır kaplı olduğundan direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda kazanın meydana geldiği belirtilerek, yolun bakım ve onarımından sorumlu idarenin %100 kusurlu olacağı rapor edilmiştir.
    Hükme esas alınan 22/10/2012 tarihli bilirkişi raporunda, yolda herhangi bir çalışma yapılmadığını ancak olay mahallinde lokal olarak yol üzerine mıcırlı malzeme döküldüğü, sigortalı araç sürücüsünün yönetimindeki aracı ile bu kesimden geçerken, yola dökülen malzeme, yolun ıslaklığı ve aracının hızının da etkisi ile direksiyon hakimiyetini kaybedip orta refüj üzerindeki demir korkuluklara çarptığı anlaşıldığı, davadışı sürücü dikkatsizliği yüzünden %50 kusurlu, plakası belirlenemeyen aracın kimliği belirsiz sürücüsü, kamyon kasasından mıcır türü malzemenin yola dökülmesini önlemek, tedbir almamakla %50 kusurlu,davalı ... ise kusurlu bulunmamıştır.
    Bu yönüyle trafik kazası tespit tutanağı ile hükme esas alınan rapor arasında çelişki mevcut olup bu çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yine dosya içerisindeki davalı idareye kusur verilmeyen bilirkişi raporu esas alınıp davanın kısmen kabul edilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Bu durumda mahkemece,davalı idare tarafından kaza tarihinden önce asfalt kaplama işlemi yapılıp yapılmadığı da sorulduktan sonra, İTÜ Trafik kürsüsünden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, önceki raporların da irdelendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
    Kabule göre, mahkemece araç hasarı tazminat talebi yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bir rapor değildir.
    Bu durumda mahkemece; İTÜ veya Kara Yolları Fen Heyetinden oluşturulacak heyetten kazalı aracın markası, modeli, yaşı ve hasarın boyutu, dosya içerisindeki raporlarla birlikte irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde hasarlı aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise, hasar bedeli, ekonomik değil ise kaza tarihindeki ikinci el satış bedeli ile kazadan sonraki hurda (sovtaj) değerinin tespit edilmesi, belirlenen rayiç değerden de aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle kazanılmış haklar da gözetilerek gerçek zarar yönünden ayrıntılı, denetime elverişli uzman bilirkişi
    incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara